Sonradan yazılacak gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı-
Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemi- Davacının miras payı yönünden iptal - tescil kararı verilmekle yetinilmesi, kalan payın davalılar üzerinde bırakılması gerekirken davalıların üzerinde kalması gereken pay yönünden de tescil nedeni değiştirilecek şekilde iptal - tescil kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir...
Gerekçeli kararda, "istinaf kanun yoluna başvuru süresi 15 gün olarak" belirtildiğinden, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun süresinde olduğu kabul edilerek, ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf sebeplerinin esastan incelenmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, davalının mahkemeye erişim hakkını zedeleyecek şekilde, istinaf dilekçesinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru görülmediği-
Davalı sigorta şirketi tarafından kasko poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı trafik kazası sonucu hasara uğraması nedeniyle hasar bedeli talebi-
Davalı sigorta şirketi tarafından ZMSS poliçesi ile teminat altına alınan aracın karıştığı trafik kazası sonucu davacının yaralanması nedeniyle tazminat talebi-
Bozma sonrasında İtiraz Hakem Heyetince bozma doğrultusunda yeniden karar verilmesi gerektiği-
Açık, şüphe ve infazda tereddüt uyandırmayacak şekilde, infazı kabil hüküm kurulması gerektiği-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 20/1'inci maddesinde belirtilen iki haftalık süre özel hukuk yargılamasına ilişkin usule dair Genel Kanun'da açıkça belirtilmiş olduğundan bu sürenin kararda açıkça gösterilmemiş olması mahkemeye erişim hakkının ihlaline neden olmayacağı-
Mahkemenin esasa ilişkin ilk kararının temyizi sonrasında Yargıtay ..... Hukuk Dairesinin .......... sayılı ilamı ile; davacı vekilinin icra inkar tazminatına hasren temyiz itirazlarının kabulü ile "...takip tarihi itibarı ile %40'dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken, %20 oranında karar verilmesi doğru değildir." gerekçesi ile davacı lehine bozulması ve bu bozma ilamına uyulması karşısında karardaki davalı lehine hükmedilen %20 oranındaki icra inkar tazminatı yönünden davacılar lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu, oluşan usulü kazanılmış hak nedeni ile bozmaya uyularak verilen yeni kararda davalı lehine hükmedilecek icra inkar tazminatının %20 oranı geçemeyeceği, bozma sonrası kararda davalı lehine %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesinin davacılar lehine oluşan usulü kazanılmış hakkın ihlali olup hatalı olduğu- Davacının yargılama sırasında ölümü üzerine davaya mirasçıların devam etmesi karşısında, hükmün "davacılar" denilerek oluşturulması gerekirken "davacı" denilerek oluşturulmasının "...hükmün açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde oluşturulmasını.." emreden HMK'nın 297/2. maddesine aykırı olup, bu hususlar bozma sebebi ise de, bu yanlışlıkların giderilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-