Borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin mahkeme kararı ile 24.02.2012 olarak düzeltilmiş olduğu hususu birlikte değerlendirildiğinde, borçlunun 24.02.2012 tarihli haciz tutanağına geçen ve borcu kabul etmediği yönündeki beyanı seçilen takip şekline göre İİK’nun 62/1 maddesi gereğince yasal 7 günlük süre içerisinde usulüne uygun ve sözlü olarak yapılmış itiraz niteliğinde olduğu ve İİK’nun 66. maddesi hükmü gereği bu itirazın icra takibini durduracağı-
Davacıların miras payları oranında davanın kabulü ile yalnızca davacıların payları yönünden tapu iptali ve tescile karar verilmesi gerekirken, tüm mirasçıların miras payları yönünden tapu kayıtlarının iptali ile mirasçıların hisseleri oranında tapuya tesciline karar verilmesinin taleple bağlılık ilkesine aykırı olacağı- Mahkemece yeniden yapılacak keşif sırasında davalının hangi taşınmazı fiilen kullandığı tek tek belirlenerek davalının fiilen kullandığı bir taşınmaz varsa el atmasının önlenmesine karar verilmesi gerektiği- Kayıt malikleri dava tarihinden önce vefat ettiği halde bu şahısların müdahalesinin menine şeklinde hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Duruşma günü verilerek ilgililer dinlenmek üzere usulen davet edildikten sonra gelmeseler dahi tedbir kararına itiraz sebepleri incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği- Üzerinde uyuşmazlık bulunmayan bağımsız bölümler üzerine, sırf davacının varlığını iddia ettiği alacağın teminat altına alınmasına yönelik olarak tedbir kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Şirketin münferiden temsile yetkili temsilcinin kooperatif kaşesi dışında senet üzerine atmış olduğu imzanın bizzat kendisini sorumlu kıldığı- Keşideci imzası dışında bononun ön yüzüne konulan her imzanın aval şerhi sayılacağı- Senedin keşideci bölümünde kooperatif temsilcisinin (aynı kişinin) elinden çıkmış iki imzasının bulunması halinde ve imzalayanın kooperatif temsilcisi olması durumunda imzalardan kooperatif kaşesi üzerine atılanın kooperatifi, açığa atılan diğer imzanın da imza sahibinin şahsı adına atılmış olduğunun kabulü zorunluluğu-
İlamın hüküm kısmında talep hakkında verilen hüküm ile taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık,şüphe ve tereddüte yer vermeyecek şekilde gösterilmesi gerekeceği - İlamın infaz edilecek kısmının "hüküm bölümü" olduğu, diğer bir değişle dar yetkili icra hakiminin, ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleyemeyeceği, ilamın "hüküm bölümü"nün aynen infazı gerekeceği-
Muris muvazaasından söz edebilmek için öncelikle temlikte bulunan kişinin, temlik tarihinden sonra ölmüş olmasının ve adına kayıtlı tapulu bir taşınmazını tapuda görünüşte satış, gerçekte bağış olarak temlik etmesinin gerekeceği, olayımızda tapuda temlik edenin halen sağ olduğu, dolayısıyla muris muvazaasına dayalı davanın dinlenme olanağının olmadığı, taraf muvazaasına gelince; davacının resmi temlikin tarafı olmadığı, kaldı ki taraf muvazaasının aynı güçte yazılı delille ispatının gerekeceği-
Karar başlığında hakim ve tutanak katibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları bulunmamasının (HUMK.md.388), usul ve yasaya aykırı olduğu (HUMK.md.439/2)-