Bozma ilamına uyulmakla tarafları yararına usulü kazanılmış hak oluşturacağı- Mahkemelerce verilen kararların HMK.nun 297/2. maddesinde belirtildiği üzere, her bir istek hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakları sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermesi ve infaza imkan sağlayacak içerikte bulunması gerekeceği- Hükme esas alınan tespiti davacı yaptırmadığı halde, dava dışı kişi tarafından yaptırılan tespit giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğu- Avukatlık asgari ücret tarifesinin 12/2 maddesi hükmü gözetilmeden davalı aleyhine fazla vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Kira tazminatı ile ilgili olarak ıslah dilekçesi verilip harç tamamlanmışsa da, nama ifa ile ilgili izin kapsamında eksik işler bedeli ile ilgili olarak harç yatırılmamış olup mahkemece, bu kapsamdaki eksik işlerle ilgili harç tamamlanmak üzere süre verilerek, re'sen eksik harcın tamamlatılması, harç ikmal edildiğinde, yargılamaya devam edilmesi, aksi halde bu talep yönünden dosyanın işlemden kaldırılması, üç ay içinde davanın yenilenmemesi halinde bu talep yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği- Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin ''genel şartlar'' bölümünde, binanın başlangıcından iskân ruhsatı alımına kadar tüm maddi harcamaların müteahhite ait olacağı kararlaştırıldığı gibi, inşaatın devamı süresince inşaatla ilgili olarak mühendislik ücretlerinin de müteahhite ait olacağı kararlaştırılmış olup yapı sahibi ile yapı denetim şirketi arasında yapılan mühendislik hizmet bedelleri de, bu kapsamda kalan mühendislik giderlerine dahil olup, bu giderlerin de davalı yüklenicinin sorumluluğunda olduğunun kabulü gerektiği- Bilirkişi raporunda, yapı denetim firmasına davacı tarafından ödenen ücret de, nama ifa kapsamında hesaplamaya dahil edilmiş ise de, mahkemece bu kalem çıkarılarak hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Nama ifaya izin kararının hüküm fıkrasında, eksik ve ayıplı iş kalemlerinin her birinin ve tespit edilen masraf bedelinin ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken, infazda tereddüte yer verecek şekilde genel ifadelerle nama ifaya izin verilmesinin hatalı olduğu-
Ödeme emri tebliğ edilemeyen borçlu şirketler yönünden dosya işlemden kaldırılamayacağı- Mahkeme kararlarında, HMK.'nun 27 ve 297. maddelerine uygun şekilde gerekçeye yer verilmesi gerekeceği-
Mahkemenin “İcra İflas Kanunu'nun 96. maddesine göre istihkak davasının süresi içerisinde açıldığı anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçesinin usul ve yasaya uygun bir gerekçe olarak kabulünün mümkün olmadığı-
İcra takiplerinde ilk sırada yer alabilmek için muvazaalı olarak rehin sözleşmesi yapıldığı gerekçesine dayanılmasının doğru olmadığı-
Tedbir talebinin red kararının hangi nedenlerle verildiği hususlarını açıklayan gerekçeli karar yazılması gerektiği-
Mahkemece dava “sözleşmeye dayalı olarak tapu iptali ve tescil olmazsa verilen bedelin tahsili davası" olarak nitelendirilmiş ve mahkemenin kabul ettiği davanın nitelendirmesi ve yazılı gerekçe karşısında davacının ıslah isteği ile ileri sürmüş bulunduğu tasarrufun iptali talebi bakımından yöntemine uygun bir hüküm kurulduğundan söz etme imkanı bulunmadığından; davacının ıslah dilekçesi ile ileri sürdüğü İİK. mad. 280/1 ve 3 uyarınca davalılar arasındaki tapudaki satış işleminin iptali talebi ile ilgili olarak taraf delillerini toplanarak karar verilmesi gerektiği-
Hükümde, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği-
Elinde ilanı olan bir alacaklının ilamlı icra takibi yapmak yerine ilamsız icra takibi yapmasının HMK mad. 29/1'de düzenlenen dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı- Alacağını ilama bağlayan bir kişinin, ilamlı takip yapmak yerine ilamsız takibi tercih etmek suretiyle borçlunun yapabileceği itiraz üzerine yeniden itirazın kaldırılması ya da iptali amacıyla mahkemeye başvurması, Devletin yargı organlarının gereksiz şekilde meşgul edilmesi anlamına da geleceğinden kabulü mümkün olmayacağı- Hükümde gerekçeli kararın yazıldığı tarihin yer almaması kanunun emredici hükmüne aykırılık teşkil edeceği-
Kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği ancak tarafların, uygulanacak faizi oranını, belirlerken 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate alınmak zorunda olduğu- Mahkemece, kanun yolları ve süresinin yazılmamış olması doğru olmadığı gibi, HMK'nın 154/3-b bendine aykırı olarak hükmün hangi tarafların varlığında ya da yokluğunda kurulduğunun duruşma tutanağında gösterilmemesinin de doğru olmadığı-