Senet üzerinde yapılan değişikliklerin geçerli olabilmesi için, düzenleyen tarafından imza ve paraf edilmek suretiyle onaylanması gerektiği, onaylanmamış çıkıntı, kazıntı veya silintinin tespit edilmesi halinde, senedin değişiklik öncesi durumuna göre değerlendirme yapılacağı; bilirkişi raporunda senedin vade tarihindeki yıl hanesinin onlar basamağında karalamadan önce evvelce mevcut bulunan rakamın tespit edilememesinin tahrifatı ortadan kaldırmadığı gibi düzeltmenin yanında keşideciye ait herhangi bir paraf ya da imza da bulunmadığından İİK. mad. 170/a uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Davacı dava dilekçesinde kira alacağı ile birlikte sözleşmenin iptalini de talep etmiş, mahkemece sözleşmenin iptal edildiği hususu hükmün gerekçe kısmında belirtilmişse de bu husus hükmün sonuç kısmında yer almadığından, 6100 sayılı HMK'nın 297/2 maddesine aykırı olarak kurulan hüküm usul ve yasaya uygun olmadığından bozulması gerektiği-
Şikayetçi şirketin bilinen adresi ipotek akit tablosunda belirtilen '…. 182/2 … Ankara'' adresi olmasına rağmen başta icra emri olmak üzere diğer bütün tebligatların borçlu şirketle ilgisi bulunmayan ''... 18/2 … Ankara” adresine çıkarılması ve bila tebliğ iade edilmesi üzerine aynı adrese Teb. K.'nun 35. maddesine göre tebligat yapılması yasaya aykırı olduğu- Satış ilanı tebligatının tebliğ edildiği 11.09.2012 tarihinde İİK. mad. 127’de - 6352 s. K. mad. 30 ile- yapılan değişiklik yürürlüğe girmesine ve borçlu şirketin adresi Ticaret Sicilinde yer almasına rağmen, oradan sorularak bildirilecek adrese Teb. K. mad. 35/4. gereğince tebligat çıkarılması gerekirken, satış ilanının borçlu ile ilgisi bulunmayan adrese tebliğe çıkarılmasının yasaya aykırı olduğu- Şikayetçi vekilinin dilekçesi ekinde borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı bulunan adresini bildirip buna ilişkin takipten önceki tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi suretini ibraz etmesi göz önüne alınarak mahkemece şikayetin İİK. mad. 18/3 kapsamında incelenmesi gerekeceği- Taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmesi gerekeceği (İİK. mad. 127), borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihinin kabul edilmesi gerekeceği ve aksinin karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği-
Borçlu ile davacının farklı kişiler olduğu gerekçesiyle menfi tespit davasının kabulüne karar verilmiş olması isabetliyse de, mahkemece hükmün gerekçesinin, hüküm fıkrasında aynen tekrar edilmesinin HMK. mad. 297/2'ye aykırı olduğu-
Boşanma protokolüyle temliki taahhüt edilen ve devredilmeyen taşınmaz payının tapu iptali ve tescili ve ayrıca boşanma protokolünün muvazaalı olduğu iddiasına dayalı davalar boşanma protokolünden kaynaklanan davalar olduğundan görevli mahkemenin aile mahkemeleri olduğu-
Davalılar arasında düzenlenmiş bonoların “muvazaa ve hileye dayalı tanzim edilmiş batıl ve geçersiz bonolar olduğunun tespit ve kabulü ile icra takibinin iptali” talebiyle açılan davada, mahkemece davanın nitelemesi yapılmadığı gibi yazılı olduğu gibi yargılama usulleri ve dava şartları dahi farklı olan iki hukuksal nedene dayalı olarak (BK 18 ve İİK 277 vd.) davanın kabulüne karar verilemeyeceği- Tasarrufun iptaline bakan mahkemece davanın hangi hukuksal nedene dayalı olarak ele alındığının belirtilmesi gerektiği, bu niteleme sonucu hangi delilerin toplanması gerektiği, hangi ön şartların araştırılacağı ve hangi yargılama usulünün tatbik edileceği gibi hususların aydınlığa kavuşacağı- Gerek muvazaa (TBK. mad. 19) hukuksal nedenine dayalı iptal davalarında gerekse İİK. mad. 277 vd  uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında; davacının, davayı açmakta hukuki yararının bulunması gerektiği (HMK. mad. 114/h)- Davacı, davanın kabulü halinde borçlu şirket malları üzerinde cebri icra yetkisi elde edeceğinden, davalı tarafından yapılan ve iptali istenen takipte, davalı borçlunun taşınmazları ve araçları üzerine konulan hacizler de davacının takiplerinden dolayı konulmuş hacizlerden sonra olduğundan, davacı tarafın bu davaların açılmasında hukuki yararları bulunduğu yolundaki iddialarının dayanağını teşkil eden hesapta ise davalıya para kalmadığı bildirildiğinden ve Mal Müdürlüğü de davalı borçlu şirketin herhangi bir alacağının bulunmadığını bildirdiğinden, davacının hukuki yarar ile ilgili ileri sürdüğü borçlu şirket hisseleri üzerine konulan hacizlerle ilgili olarak davalı taraf beyanları üzerinde durularak geçerli bir haciz olup olmadığı araştırılmadığından, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olup olmadığı yeterince irdelenmeden karar verilmesinin hatalı olduğu-
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi davası-
İhraç ile ilgili iptali gereken bir genel kurul kararı bulunmadığı, itirazın genel kurula intikal ettirilmediği hallerde, ortağın yönetim kurulu kararının iptali davası açarak, uyuşmazlığı mahkemeye getirme hakkı bulunduğunun ve süresinde genel kurula itiraz edildiği için, genel kuruldan sonra açılan bu davanın da süresinde olduğunun kabulü ile ihraç kararı hakkında esastan inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-Davacının davalı kooperatif üyeliğinin tespitine, ihraç kararının iptali isteminin reddine şeklinde HMK'nın 297/2. madde hükmüne aykırı olarak birbirleriyle çelişkili şekilde hüküm kurulmasının da hatalı olduğu-
HMK'nun tamamlanmış işleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı (HMK. mad. 448), Taraflardan her ikisinin de tacir olduklarına ilişkin bilgi ve iddia bulunmadığından alacaklı ve borçlu arasında yapılan bonodaki yetki kaydının, takip tarihi itibari ile yürürlükte olan HMK. mad. 17 gereğince geçersiz olduğu, bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. 6.md.); bonoda öngörülen ödeme yerinde, ancak, 6102 s. TTK. mad. 777/3 gereğince, açıklık bulunmadığı takdirde senedin düzenlendiği yerin, ödeme yeri ve aynı zamanda düzenleyenin yerleşim yeri olarak kabulü gerekeceğinden, düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bono düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağından bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabileceği-
Finansal kiralama sözleşmesinin noterlikçe düzenleme şeklinde yapılacağı emredici bir kural olarak düzenlendiği- Taşınır mala ilişkin finansal kiralama sözleşmesinin, kiracının ikametgahı noterliğinde bu iş için tutulan özel sicile tescilinin gerektiği öngörülmüş olup, finansal kiralama sözleşmesinin noterce düzenleme şeklinde yapılıp yapılmadığı ve kiracının ikametgahı noterliğinde bu iş için tutulan özel sicile tescil edilip edilmediği icra mahkemesince re'sen araştırılması gerektiği- Mahkeme kararında kullanılan (8) karakter yazı boyutunun çok küçük olduğu, kararın okunmasında ve dolayısıyla anlaşılmasında güçlük bulunduğu, mahkeme kararlarının şekil olarak yazımında da uyulması gereken yönetmeliğin 8. maddesi gereği, "Times New Roman" yazı tipi ile (12) karakter boyutunun kullanılmasının esas olduğu-