Mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerektiği-
Mahkemece her bir davalı hakkında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesinde belirtilen hususlar gözetilerek hüküm kurulup, infazda tereddüt yaratmayacak şekilde karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulü ile hangi davalı olduğu işaret edilmeksizin tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Menfi tespit davası-
Hükmün açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak nitelikte olmasının zorunlu olduğu-
Davacının dava açtıktan sonra vazgeçtiği taşınmaza ilişkin olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulması gerektiği- Satışın nasıl yapılacağının, harcın tahsil şeklinin hükümde gösterilmesi gerektiği-
Tazminat davası-
Gerekçe ile hüküm fıkrası ve kısa kararla çelişki oluşturulması durumunun HMK'nun 297. maddesine aykırılık oluşturduğu-
Hüküm ile gerekçe arasında faiz oranı yönünden çelişki oluşması halinde hükmün bozulması gerekeceği-
Hükümde taraflara yüklenen borç miktarı ve tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekeceği, mahkemece bu husus gözetilmeden davalıdan tahsiline karar verilen ve ret edilen alacak miktarı belirtilmeksizin infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Eczane sahibi olduğunu, davalı kurumun eczaneye hasta yönlendirdikleri gerekçesi ile 25/2/14 tarihinde tebliğ edilen kurum işlemi ile cezai şart ve reçete bedeli ödemesinin talep edildiğini, aralarındaki protokole ayrıkılık oluşturacak bir davranışının bulunmadığını, kurum işleminin haksız ve hukuka aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek, idari işlemin iptaline-