Paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkin davada, daha önce açılan ecrimisil ve ortaklığın giderilmesi davası ile intifadan men koşulunun sağlandığının dikkate alınarak çekişmeye konu taşınmazlardan hangisi için ve hangi tarihler arası ecrimisile hükmedildiğinin hüküm yerinde gösterilmesi gerektiği-
Paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkin davada, dava kısmen kabul edilerek ecrimisile hükmedilmesine karşın, taşınmazlardan hangisi ve hangi tarihler arası ecrimisile hükmedildiği açık ve net olarak hüküm yerinde gösterilmemesinin hatalı olup dava açılmakla intifadan men koşulunun oluştuğunun kabulü ile ecrimisilin dava tarihinden itibaren hesaplanması gerektiği-
Davacı banka tarafından davalıya kredi kullandırılmış ve buna bağlı olarak ödeme yapılmış ise sözleşmedeki imza kendisine ait olmasa bile davalının kullandığı kredi nedeniyle oluşan borçtan dolayı sorumlu olacağı ve bu durumda banka kayıtları üzerinde araştırma yapılarak kredinin davalı borçluya kullandırılıp kullandırılmadığının belirlenmesi gerektiği-
Tapu kaydı orman olduğu gerekçesiyle hükmen iptal edilen taşınmaz nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemli davada, mahkemece, ıslah harcını tamamlamak üzere davacıya süre ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, harcı yatırılmayan ıslah beyanına değer verilerek hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Davacı tarafından Belediyeden kiralanarak işletilen kafeteryaya ilişkin abonelik sözleşmesinden doğan fatura borcuna yönelik her iki tarafın da ticari işletmesine ilişkin davada görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu- Mahkemece; davanın "ticari dava" olarak kabulü ile öncelikle yargı yerinde ayrı asliye ticaret mahkemesi varsa görevsizlik nedeniyle HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, ayrı asliye ticaret mahkemesi yoksa, davaya asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılması ve HMK. mad. 297/1-a uyarınca da, kararın asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla verildiğinin hükümde gösterilmesi gerektiği-
Kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olmasının bozma nedeni oluşturduğu, kısa kararla bağlı olmaksızın ve dosya içeriğine göre, mahkemece bu konular gözönünde tutularak vicdani kanıya göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkeme kararlarının; Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini, tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri, hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini, hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını, gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu- Mahkemece taraflara tefhim edilen kısa kararda davacı lehine 5 aylık brüt ücreti tutarında işe başlatmama tazminatına hükmedilmesine rağmen gerekçeli kararda 4 aylık ücreti tutarında tazminata hükmedildiği, bu durumun da gerekçeli karar ile hükmü fıkrasının çelişkili olmasına sebep olduğu anlaşıldığından bozmayı gerektirdiği-