Mahkemece hükmün gerekçesinde, fazla çalışma ve genel tatil alacaklarında karineye dayalı makul indirim (takdiri indirim) yapılacağı açıklanmasına rağmen hüküm fıkrasında anılan alacaklarda indirim yapılmadan hüküm kurularak gerekçe-hüküm çelişkisinin yaratıldığı, gerekçe ile hüküm arasında oluşan çelişkinin tek başına bozma sebebi oluşturduğu-
Mahkemece, hastane kayıtları ve alt işverenlerle yapılan sözleşmeler üzerinde inceleme yapılarak davacının bu sözleşmeler çerçevesinde çalıştırılıp çalıştırılmadığı, sözleşmede belirtilen işlerin haricinde iş yapıp yapmadığı, gerekirse keşif incelemesi yapılarak araştırılmadan, davalılar arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı dosyaya özgü şekilde tartışılıp gerekçelendirilmeden, kendi içinde çelişkili gerekçe ile davacının ilave tediye alacağının hüküm altına alınmasının hatalı olduğu-
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu çekte borçlu ilişkisi olmaması nedeniyle borçlu olmadığına yönelik olup, başvurunun bu haliyle borca itiraz niteliğinde olduğu- Borca itirazın yerinde görülmesi halinde, İİK. mad. 169/a-5 gereğince itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin İİK.nun 170/a maddesi gereğince iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Takibe dayanak bonoların düzenlenme ve vade tarihlerinde tahrifat yapıldığı iddiasının bilirkişi incelemesi yaptırılarak incelenmesi gerektiği-
Gerekçe kısmında, mahrum kalınan kirayı 'taleple bağlı kalarak 18.000 TL'ye hükmetmek gerekir' demekle birlikte kısa kararda yanlışlıkla '7.433,00 TL' yazılmasının tereddüt oluşturacağı-
Soyut ve Anayasa'nın ve HMK'nın amaçladığı unsurları taşımayan gerekçeyle işçilik alacaklarına ilişkin davada karar verilmesinin hatalı olduğu-
Uyuşmazlık konusu kıdem ve ihbar tazminatı alacakları bakımından, talep içeriğinden açıkça anlaşıldığı üzere, davacı çalışma süresini ve en son ödenen ücreti belirleyebildiğinden, dava konusu kıdem ve ihbar tazminatı alacağı taleplerinin belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği ve bu nedenle davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiği-
Yargıtay'ca bozulan kararın, sonraki kararın eki niteliğinde olmadığı, bozma ile birlikte önceki hükmün ortadan kalkarak hukukî geçerliliğini yitireceği, mahkemece bozulan karara atıf yapılarak yeni hüküm oluşturulamayacağı, bozmadan önceki ve bozmadan sonraki kararların 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesine uygun olması gerekeceği-
Mahkemece, borçlunun çek tazminatı, çek komisyonu ve ihtiyati haciz vekalet ücreti ile birlikte zamanaşımı itirazına yönelik itirazlarının da incelenmesi gerektiği-
Gerekçe gösterilmeksizin şikayetin reddine karar verilemeyeceği-