Mahkemece; “Davanın kabulüne, 201 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın davacıya ait olduğunun tespitine” şeklinde hüküm verilmiş ancak, tespitine karar verilen muhdesatın nelerden ibaret olduğu hüküm kısmında gösterilmediği gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da muhdesat olarak belirlenen ağaçların, sayısı, cinsi tek tek belirtilmemiş, yüzdelik oranlar verilmek suretiyle muhdesattan bahsedildiği, hüküm bu haliyle infaza elverişli olmadığından kararın bu yönüyle bozulması gerektiği-
Mahkemece; hükümde davacı-davalının adı, soyadı ile tarafların doğum tarihi ve yeri, baba ve ana adları, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaraları yazılmadığında, kurulan hüküm tesisinin yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece her bir dava hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde açıkça gösterilmesi gerektiğinden, hem erkeğin hem kadının davası kabul edildiğine göre yargılama giderleri hakkında infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde her dava için ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği-
Yerel mahkemenin hangi delillerle sonuca ulaştığını değil, dayanılan delillerde yer alan hangi vakıanın kabul edildiğini Yargıtay denetimine elverişli şekilde gerekçeli olarak açıklaması zorunlu olmasına rağmen tarafların kusurlarının neler olduğunun kararda belirtilmemesinin kanuna aykırı olduğu-
"Davanın kabulü ile davacı M....... ile davalı N......'nin boşanmalarına," karar verilmiş ise de; boşanma hükmünde tarafların kimlik bilgilerine yer verilmediği-
Mahkemece, iddia ve savunmaların açıklanmadığı, tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin belirtilmediği, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin ortaya koyulmadığı, sonuç olarak mahkemenin gerekçeli kararının TC Anayasası’ nın 141. maddesinin amacına ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297 nci maddesine uygun olmadığı anlaşıldığından kararın bozulması gerektiği-
Taraflar arasında ütü meselesinden dolayı çıkan tartışma sonucu davacı kadının ortak konutu terk ettiği, bu nedenle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu kusurlu oldukları belirtilmiş ise de, taraflara yüklenen kusurlar açık ve duraksamaya neden olunmayacak şekilde gerekçede tartışılmamış, hangi kusurlu davranışları karşısında tarafların eşit kusurlu kabul edildikleri anlaşılamamış olduğundan, verilen yetersiz gerekçeli kararın yasaya aykırı olduğu-
Hükmedilen yıllık ücretli izin, fazla çalışma, genel tatil ve bayram tatili ücret miktarlarının net mi yoksa brüt mü olduğunun kararda gösterilmemesinin 6100 sayılı HMK.nun 297/2. maddesine aykırı olduğu-
Mahkeme kararlarının yargıda açıklık ve netlik prensibi gereği açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayan nitelikte olması gerektiği- Mahkeme kararının gerekçesinde tarafların sunduğu delillerin tartışılmamış olmasının yasaya aykırı olduğu- Bilirkişi raporunun tebliğinden itibaren iki haftalık yasal itiraz süresi beklenilmeden mahkemenin karar vermesinin savunma hakkını kısıtlar mahiyette olduğu-