Faiz oranı konusunda alacaklı ile borçlu arasında yapılmış olan “bono dışındaki sözleşmelerde” öngörülen ve “bono nedeniyle” alınacak faizi belirleyen “akdi faiz” ile ilgili anlaşmanın tarafları bağlayacağı, 3095 sayılı Kanun’un 2. maddesine göre de “sözleşme ile yasal faizin aksinin kararlaştırılabileceği”, sözleşmede öngörülen faiz oranının uygulanabilmesi için ise, takip dayanağı bonoya açıkça atıf yapılmış olması diğer bir deyişle “bono bedeli hakkında sözleşmede kararlaştırılan faizin uygulanacağı”nın, bononun vade ve tanzim tarihleri ile miktarının belirtilmek suretiyle açıklanmış olmasının gerekeceği-
Alacaklı tarafından 29.05.2007 tarihinde başlatılan takipte, takip sonrası için istenen %180 işleyecek faiz oranının, takip tarihinde geçerli olan ticari veya yasal faiz oranına denk gelmediği ve bu oranların oldukça üzerinde olduğu görüldüğünden alacaklının talebinin ticari faiz olduğu sonucuna varılamayacağı- TBK 'nun yürürlük tarihi olan 01.07.2012 tarihine kadar borçlunun yasal sürede ödeme emrinde talep edilen faiz oranına itiraz etmemesi üzerine kesinleşen bu oran (%180) üzerinden, TBK 'nun yürürlük tarihinden sonra ise, işin ticari nitelikte olmadığı da dikkate alınarak, anılan Kanun'un 120. maddesinde öngörülen sınırlamalar nazara alınarak faiz hesaplaması yapılması gerektiği-
Türk Borçlar Kanunu' nun 88. maddesine göre, faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirleneceği-Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamayacağının yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesine göre de; uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirleneceği-Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı- Akdi faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdi faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faiz oranı hakkında akdi faiz oranının geçerli olduğu-
Mahkemece, genel haciz yolu ile yapılan ve kesinleşen ilamsız icra takibinde, bakiye dosya borcu hesaplanırken, takip tarihinden sonra işleyecek faiz miktarının tesbitinde, takip tarihi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlük tarihi arasında, takipte kesinleşen faiz oranı olan yıllık %180 oranının uygulanması, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ise, aynı Yasanın 120. maddesi dikkate alınarak belirlenecek temerrüt faiz oranının uygulanması gerektiğinden, bilirkişiden ek rapor alınarak, bakiye dosya borcu bulunup bulunmadığının tespiti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Kira artış oranının, Türkiye İstatistik Kurumunun en son yayınlanan yıllık ortalama TÜFE artışı oranında olacağı kararlaştırılmış olup, mahkemece bilirkişiden ek rapor alınarak sözleşmedeki artış şartına göre yılık artış oranları gösterilmek suretiyle her ay ödenmesi gereken kira miktarları bulunup bu miktarlar üzerinden yatırılan miktarların denetime açık şekilde açıklanmak suretiyle mahsup edilerek alacağın hesaplanması gerektiği- Bilirkişiden ek rapor alınarak sözleşmedeki artış şartına göre yılık artış oranları gösterilmek suretiyle her ay ödenmesi gereken kira miktarları bulunup bu miktarlar üzerinden yatırılan miktarların denetime açık şekilde açıklanmak suretiyle mahsup edilerek alacağın hesaplanması gerektiği-  Davalı taraf tacir olduğu, davanın sebebini oluşturan taşınmaz da davalının ticari faaliyetinde kullanmak üzere kiralandığından sözleşme ile faiz oranının serbestçe kararlaştırılabileceği, taraflarca serbest irade ile kararlaştırılmış faiz oranı üzerinden faizin hesaplanması gerektiği-
Şerefiye ve aidat alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibin yönelik itirazın iptaline ilişkin davada, aidat miktarı, şerefiye bedelini, işlemiş faizin bilirkişi raporu ile tespit edildiği- Mahkemece, "uyuşmazlıkta, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren TBK. mad. 120 'nin uygulanması gerektiği, alacağın likit olduğu" gerekçesiyle davanın kısmen kabulünün isabetli olduğu-
Davalıdan istenen aidat miktarı genel kurul kararları ile belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davalı ortaktan aidat borcunu geç ödemesinden dolayı istenebilecek azami faiz oranının TBK. mad.120/2 'de düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olduğu, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranının, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı-
Mahkemece borçlunun ihtarnameye itirazlarının İİK'nun 150/ı maddesinin göndermesiyle aynı kanunun 68/b maddesi çerçevesinde bilirkişi incelemesi yapılarak değerlendirilmesi ve bu şekilde sonuca gidilmesi gerekeceği-
Davacının borcuna mahsuben ödeme yapıldığı iddiasıyla borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davada, davalının asıl borçlu adına yaptığı ödemeyi asıl borçludan talep edebileceği, davacı kefilden talepte bulunamayacağı-
Temerrüt faizine ilişkin TBK. mad. 120'nin görülmekte olan davalara da uygulanacağı-