Davacı iddiasında, davalı kooperatifin hesaplarında haciz olduğunu ileri sürerek parayı dava dışı kooperatif adına yatırdığını beyan ettiğinden, dava dışı kooperatif ile davalı kooperatifin defter kayıt ve belgeleri ile banka hesap kayıtları incelenerek, iki kooperatif arasında hukuki ilişki bulunup bulunmadığının tespiti ile davacının bankadan çektiği paranın dava dışı kooperatif hesabına yatırıldığına dair işlem dekontunun istenmesi ile araştırma yapılarak, iki kooperatif arasında alacak-borç ilişkisi olup olmadığı üzerinde durularak varsa muhasebeleştirmenin yapılıp yapılmadığı da araştırılarak, gerekirse bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda TBK.nun 120.maddesindeki sınırlama dikkate alınmadan faiz hesaplaması yapıldığı, bu nedenle mahkemece TBK 120/2 m. gereğince getirilen faiz sınırlaması nazara alınarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı, ayrıca yalnızca asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 121/son maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu m.104/son) hükmüne aykırı olarak faize faiz yürütülmesi sonucunu doğuracak şekilde asıl alacak ile gecikme faizi toplamına faiz yürütülmesi şeklinde karar verilmesinin de doğru olmadığı-
Menfi tespit istemine ilişkin davada, bilirkişiden dört adet makbuz tutarı düşülmeksizin hesaplanan asıl alacak tutarının davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu gözetilerek sadece işlemiş faiz tutarı yönünden bozma ilamı doğrultusunda davacının borcu ile ilgili ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli ek rapor alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- 
Kira sözleşmesindeki muacceliyet şartının uygulanıp uygulanmayacağının davalının tacir olup olmadığının tespitinden sonra değerlendirilmesi gerekeceği-
Kendisini bir vekille temsil ettiren davacı tarafın karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden davacı lehine vekalet ücreti verilmesi gerektiği-
Davalı İ. S.'in, alacağını temlik eden banka ile davalı asıl borçlu E.T. Ltd. Şti arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde müşterek borçlu müteselsil kefil olduğu , aynı zamanda taşınmazını banka lehine ipotek ettiği, ipoteğin asıl borçlu şirketin bankaya olan borçlarının teminatı olarak tesis edildiği, davalı İ. S.'in kefaletinin teminatı olmadığı anlaşıldığından davalı İ. S. hakkında ilamsız icra takibi başlatılmasının İİK'nun 45.maddesine aykırılık teşkil etmediği dikkate alınarak davalı kefilin sorumlu olduğu borç miktarı tespit edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Asıl alacağa yürütülecek faiz konusunda alacaklıya halef olma konusunu düzenleyen BK'nın 127 değil, TBK'nın 120. maddesindeki sınırlamaların esas alınması gerektiği- İcra inkâr tazminatına sadece asıl alacak üzerinden hükmedilmesi gerekirken, işlemiş faiz alacağı da katılarak toplam alacak üzerinden icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu-
5464 s. Yasa kapsamında düzenlenmiş olan kredi kartı borcundan kaynaklanan itirazın iptali davaında, anılan yasanın 26. maddesinde kredi kartı borçları ile ilgili özel bir faiz düzenlemesi bulunduğundan, 6098 sayılı TBK.nun 88-120 maddesi hükümlerine göre yazılı hüküm kurulamayacağı-
Mahkemece, işlemiş faiz yönünden, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren TBK'nın 120. maddesi dikkate alınarak hesaplama yapan bilirkişi raporu hükme esas alınmış ise de; bilirkişi kurulunca, 2006-2007 yılları olağan genel kurul toplantı tutanaklarında, gecikme halinde temerrüt faizi uygulanmasına karar verilmediği belirtilerek, Nisan 2007 ile Eylül 2009 arasındaki döneme ilişkin yasal faiz oranı üzerinden hesaplama yapılmış olduğu, mahkemece, bu tarihten önceki genel kurullarda, gecikme halinde uygulanacak faiz oranı ile ilgili karar alınmış ise, genel kurulda kararlaştırılan faiz oranlarının daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ya da iptal edilmediği sürece genel kurula katılan tüm üyeleri bağladığı gözetilerek, davacı kooperatifin 2007 öncesi tüm genel kurul kararlarının incelenmesi, faiz oranı ile ilgili karar alınmadığının belirlenmesi halinde, bu dönem için yasal faize hükmedilmesi, faiz oranı ile ilgili karar alınmış olduğunun belirlenmesi halinde ise bu dönemdeki oran yönünden de TBK'nın 120. maddesindeki sınırlamanın dikkate alındığı ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Takip talebinde, takibin aylık %7 oranından az olmamak üzere faiz uygulanmak suretiyle devamı istendiği gözetilerek, işleyecek faiz oranı yönünden de TBK'nın 120. maddesindeki sınırlamanın dikkate alınması gerektiği-