TBK'nun 88 ve 120. maddelerinin düzenleniş amacı ve niteliği gözetildiğinde, emredici nitelik taşıdığının kabulü gerekeceği, o halde faize ilişkin TBK'nun 88 ve 120. maddelerinin uygulama şeklinin irdelenmesinde; TBK'nda "temerrüt faizi" başlıklı 120. maddedeki düzenlemeye göre, uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmış ise, sözleşme ile kararlaştırılan yıllık temerrüt faiz oranının, 120. maddenin birinci fıkrası uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı-
Ödeme emrine süresinde itiraz edilmemiş olması halinde, davacı-alacaklının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının olmadığı- Ticari nitelikteki genel kredi sözleşmesine ilişkin uyuşmazlıkta akdi ve temerrüt faizinin sözleşme hükümlerine göre tespiti gerektiği, TBK. mad. 88. ve 120 uyarınca akdi ve temerrüt faizinin tespit edilmesinin hatalı olduğu-
Kooperatif genel kurulunda, belirlenen faiz sözleşme faizi niteliğinde olduğundan gecikme faizi hesabı yapılırken 6101 sayılı Yasa'nın 7. maddesi yollaması ile somut olayda da uygulanması gereken 6098 sayılı TBK'nın 120/2. maddesindeki sınırın aşılmaması gerektiği ve davalının ödemeleri o tarihteki borçtan düşülürken de TBK. mad. 100 uyarınca öncelikle kooperatifin gecikme faizi alacağına mahsup edilmesi gerektiği-
Mahkemece, bakiye dosya borcu hesaplanırken, takip tarihinden sonra işleyecek faiz miktarının tesbitinde, takip tarihi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlük tarihi arasında, takipte kesinleşen faiz oranı olan aylık % 10 (yıllık %120) oranının uygulanması, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ise, aynı Yasa'nın 120. maddesi dikkate alınarak belirlenecek temerrüt faiz oranının uygulanması gerektiğinden, bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Davalı kredi kartı hamili olup kredi kartı borcunu ödeyememesi üzerine, borç tasfiye sözleşmesi düzenlenmişse de, davalının tasfiye protokolüne göre ilk taksit dahil hiçbir ödemede bulunmadığı anlaşıldığından, protokol hükümleri uyarınca, protokolün borcun yenilenmesi olarak kabul edilemeyeceği- Davalının protokole uygun ödemede bulunmaması üzerine gönderilen ihtarlar ile protokolün geçersiz hale geldiğini borçluya bildirmiş olup, bu durumda mahkemece davacı banka alacağının 5464 s. Yasaya göre hesaplanması gerekirken, 6502 s. Yasa hükümlerine göre karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacıların, davayı açarken dava değerini 4.915,90 TL olarak gösterdiği ve bu miktar üzerinden borçlu bulunmadıklarının tespitini talep ettikleri, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince alınan bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde dava tarihi itibariyle davacıların borcunun 6.397,99 TL olduğunun kabul edildiği, bu durumda davacıların dava dilekçesinde belirtmiş oldukları miktardan daha fazla borçlu oldukları anlaşıldığından bu miktar dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken davacının 6.397,99 TL borçlu olduğunun tespiti şeklinde olumlu tespit hükmü kurulması doğru görülmediği gibi, ayrıca dava dosyasında 3 davacı bulunmasına rağmen karar başlığında bir davacıya yer verilmesinin de isabetsiz olduğu, bu nedenle hükmün bozulması gerektiği-
Davalı tacir olup, işin de ticari olması nedeniyle davacının, 3095 sayılı Kanun'un 2/2 maddesi gereğince avans faiz oranında faiz talep edebileceği, davacı tarafça sözleşmede kararlaştırılan ve talep edilen faiz, TBK'nın 120. maddesindeki temerrüt faizinin üst sınırını aştığı durumlarda, TBK'nın 120/2. maddesi gereğince tacirler için avans faizi, tacir olmayanlar için yasal faizin yüzde yüz fazlası olarak uygulanarak faizin hesaplanması ve hükmedilmesi gerekeceği, bu durumda TBK’nun 120. maddesi uyarınca tacirler için mevzuat hükümlerine göre belirlenen avans faizinin yüzde yüz fazlası olarak uygulanarak bu miktar üzerinden faize hükmedilmesi gerekirken, tacir olmayanlar için geçerli olan yasal faizin yüzde yüz fazlası üzerinden faize karar verilmesinin doğru olmadığı-
Takip talebinde istenen faiz oranının türünün belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda, o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceği ve ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa da, faizin, istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerektiği, ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamayacağı- TBK'nun yürürlük tarihi olan 01.07.2012 tarihine kadar borçlunun yasal sürede ödeme emrinde talep edilen faiz oranına itiraz etmemesi üzerine kesinleşen oran (yıllık % 48) üzerinden, TBK'nun yürürlük tarihinden sonra ise, işin ticari nitelikte olmadığı da dikkate alınarak, TBK.'nun 120. maddesinde öngörülen sınırlamalar gözetilerek faiz hesaplaması yapılması gerektiği-
Ticari nitelikteki genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasında, alacak miktarının kredi sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak hesaplanması gerektiği, TBK'nun 88 ve 120. maddeleri dikkate alınarak yapılan bilirkişi incelemesine göre hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Davanın her iki tarafı da tacir olup, davanın sebebini oluşturan taşınmaz da davalının ticari faaliyetinde kullanmak üzere kiralandığından sözleşme ile faiz oranının serbestçe kararlaştırılabileceği-