Davalı şirketin önce iflasına karar verilmiş sonra da iflasın kaldırılmasına hükmedilmiş olup, davalı şirketin iflasına karar verilmekle sona eren kira sözleşmesinin, iflasın kaldırılmasıyla sona eren sözleşmenin canlanmayacağı- Davaya konu icra takibinde eksik ödenen cironun %3'ü oranındaki kira bedelleri ile yine bu dönem için gecikme cezasının tahsili istendiği nazara alındığında, iflas tarihi itibariyle sözleşme kendiliğinden sona erdiğinden, sözleşmeye dayalı icra takibinin yapılmasının hatalı olduğu- 
Kooperatif üyeliğinden doğan aidat borcuyla ilgili yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, 6101 sayılı Kanun’un 7. maddesine göre TBK'nın 88. ve 120. maddesi derdest kararlarda da uygulanacağından tüm alacağa tarih ayırmaksızın faiz hesabında TBK'nın 88. ve 120. maddesinin uygulanması gerektiği-
Davacı bankanın, davalı avukattan, iade edilmesi gereken avansların faiziyle birlikte tahsili talebine yönelik davada, alacağa TBK. mad. 88. ve 120 hükümleri değerlendirilmeden %126 (davacı bankanın genel kredilere uyguladığı faiz oranı %84 ve taraflar arasındaki sözleşme hükümleri nazara alınarak %50 ile toplam faizin %126 olduğu) oranında  uygulanan faizin fahiş olduğu- Hükümde, içinde faiz alacağını da içeren bedele, dava tarihinden olmak üzere yeniden %126 oranında faiz işletilmesinin de faize faiz yürütülmesi sonucunu doğuracağı-
Sözleşme ve senede dayanan ve sözleşmeden kaynaklanan fer’ilerini ödenmediği için başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında TBK'nın 88 ve 120. maddeleri dikkate alınarak işlemiş faiz miktarının tespiti gerektiği-
Davacının yaptığı ödemeler, ödeme tarihi itibari ile anaparadan düşülüp, faize ilişkin olarak TBK’nın 88. ve 120. maddeleri dikkate alınarak, takip tarihine kadar faiz işletilmesi sureti ile hesap yapılıp denetime elverişli rapor düzenlenmesi için dosyanın konusunda uzman yeni bir bilirkişiye tevdi edilmesi gerektiği-
Kart çıkaran kuruluşlar tarafından kart hamilleri aleyhine açılacak davalarda 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanacağı (5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu mad. 44/II)-  Mahkemelerin görevinin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerektiği- Davanın açıldığı 31/10/2013 tarihi itibarıyla genel mahkemelerin görevli olduğu-
Davalı "kooperatif ortaklığından istifa ettiğini" bildirmişse de, istifanın icra takibinden sonra gerçekleştiği ve takip tarihi itibariyle davalının kooperatif üyeliğinin devam ettiği, Kooperatifler Kanunu gereğince ayrılan ortağın ortaklıktan ayrılması kesinleşinceye kadarki borçlarını ödemekle yükümlü olduğu hususları dikkate alındığında; davacı kooperatifin, davalı ortağın istifasından önce doğmuş aidat borçları için dava açmasında hukuki yararının bulunduğu- Zamanında ödendiğinde kooperatifin kasasına girecek olan aidatın, üyenin ortaklıktan ayrılması sonrasında çıkma payı altında ortağa ödeneceği tarihe kadar kasada beklemesinde ve nemalanmasında tüm ortakların yararının bulunduğu- Ortağın çıkma payını talep edip etmeyeceğinin, bu talebin zamanaşımına uğrayıp uğramayacağının henüz belli olmadığı bir aşamada açılan davada hukuki yararın bulunduğu ve aidat borcunun çıkma payı olarak tekrar ortağa iade edileceğinden bahisle dava açmakta hukuki yarar bulunmadığı sonucuna varılmasının hatalı olduğu- "Davacı kooperatife istifanın ulaştığı anda muacceliyet kesbetmese bile davalının çıkma payı alacaklısı olması nedeniyle alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleştiği, TBK. mad. 135 uyarınca alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesinin asıl borcu sona erdirdiği, TBK. mad. 131. uyarınca da asıl alacağa bağlı faiz, gecikme zammı gibi alacakları da sona erdirdiği,  davalının ortaklıktan çıkması nedeniyle kooperatiften olan çıkma alacağı tutarının takip konusu aidat borcu tutarından fazla olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı" şeklindeki görüş HGK. çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Kredi kartı borçları yönünden 5464 sayılı Kanun'un 26. maddesinde özel bir faiz düzenlemesi getirildiğinden, mahkemece, TBK'nun 88 ve 120. maddelerinin uygulanmasının hatalı olduğu-
Ticari nitelikteki genel kredi sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali davasında TBK’nun 88 ve 120 maddelerinin dikkate alınmayacağı-