Bağ-Kur sigortalılık tespiti istemi- Mirasçılar arasında mecburi dava arkadaşlığı-
Türk Medeni Kanununun 744. maddesi gereğince mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkin davada, mahkemece mecranın rögara ulaşacağı yere kadar olan bölümdeki yol ve taşınmazlar değerlendirilerek ve yükümlü olacak taşınmaz maliklerine husumet yöneltilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, kesintisizlik ilkesine aykırı olacak şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
Hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen şirket lehine yargılama giderlerine (vekalet ücreti) hükmedilmesinin usule aykırı olduğu-
Sigorta şirketinin tazminatı ödeme yükümlülüğünün kendisine riziko ihbarı yapıldıktan itibaren 8 iş günü sonunda başlayacağı- Davalı sigorta şirketine dava öncesi bir başvurunun olmadığı, mahkeme ara kararı ile HMK'nın 124. maddesi uyarınca davacı vekilinin taraf değişikliği talebinin kabulü ile davalı olarak Sigorta şirketinin kaydının yapılmasına karar verildiği uyuşmazlıkta, davalı sigorta şirketinin dava dilekçesinin tebliğ edildiği tarihte temerrüde düştüğünün kabulü ile faize hükmedilmesi gerektiği, dava tarihinden itibaren faizle sorumlu tutulmasının hatalı olduğu-
İpotek veren üçüncü kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğundan bu hususun, mahkemece re'sen göz önünde bulundurulması gerekeceği, ipotekli taşınmazlar maliki üçüncü kişiye satış ilanının tebliğ edilmesinin usulsüz olan icra takibini usulüne uygun hale getirmeyeceği, bu durumda, HMK'nun 124. maddesi uyarınca alacaklı tarafından, taşınmazı satın alan 3. kişi yönünden ek takip talebinde bulunulması ve buna göre düzenlenecek icra emrinin tebliği gerekirken, adı geçen usulünce takibe dahil edilmediği halde takibin yürütülmesi ve taşınmazların ihale yoluyla satılması doğru olmadığından, ilk derece mahkemesince ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı tarafından ölü kişinin mirasçısı yerine ölü kişi hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı olmadığından alacaklının HMK 124/3-4 uyarınca taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltebileceği-
Alacaklı tarafından ölü kişinin mirasçısı yerine ölü kişi hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı olmadığından alacaklının HM 124/3-4 uyarınca taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltebileceği-
Davacı şirket, ortaklığın borçlandığı çeklerin ödenmesi için aynı zamanda adi ortaklık yöneticisinin sahibi olduğu çek hesabı sahibi davalı Ltd. Şti.'ye para gönderdiğini, çekler vaktinde ödenmeyip karşılıksız çıkınca aleyhine yapılan icra takibi alacaklısına çek bedellerini tekrar ödemek zorunda kaldığını, hâl böyle olunca havaleyle gönderilen paraların yönetici ortak tarafından ortaklık iş ve eylemleri için değil şahsi harcamalar için kullanıldığını ve davalıların kendisi aleyhine haksız şekilde zenginleştiğini ileri sürerek ilamsız icra takibi başlatmış ve itiraz üzerine de itirazın iptali davası açmış olup, alacak iddiası, ortaklık hak ve borçlarıyla ilgili olmayıp taraflar arasındaki ilişkinin ileri sürülüş biçimine göre artık ortaklardan biri için şahsi alacak hâline gelmiş bir bedelin iadesi niteliğinde olduğundan, davacı olma sıfatının da ortaklığa değil alacak hakkının sahibi olan davacı şirkete ait olduğu- "Uyuşmazlıkta davacının taraf sıfatı bulunduğu yönündeki kabule iştirak edilmekle beraber, Özel Daire kararında yalnızca adi ortaklığa ilişkin kanun hükümlerine dayanılmasının isabetli olmadığı, zira uyuşmazlığın davalıların konum ve alacak iddiasının mahiyetine göre haksız fiil hükümlerine de temas edeceği, kararın bu yönde ayrı bir açıklama içerir şekilde değişik gerekçeyle bozulması gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-