Davacı işçiden istifa dilekçesinin baskı altında alındığı anlaşılmakta olup, davacı ve diğer üç arkadaşının müştereken yedikleri ürün olan (1 domates, biber ve kutu kolanın) nitelik ve miktarı gözetildiğinde, işverenin bu eyleme uyguladığı fesih yaptırımının ağır bir yaptırım olduğu ve işverenin başka bir idari yaptırım uygulama imkanı varken fesih yoluna başvurmasının feshin son çare olması ilkesine de aykırı olacağı-
Davacının 3. kişiler adına imza attığına dair davalının iddiasından başka herhangi bir delil olmadığından şüphe feshi söz konusu olup feshin, geçerli nedene dayansa da haklı sebep teşkil etmediğinden, kıdem ve ihbar tazminatlarına hükmedilmesi gerektiği-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile ücret alacağı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Davacının, davalıya ait işyerinde pres operatörü olarak yaklaşık 2 yıl çalıştığı ve işyerinde iş kazası geçirdiği işverenin 12.12.2014 tarihli fesih bildiriminde belirtilen iddiaları konusunda fesihten öncesine ait tutanak bulunmadığı, davacının 17.11.2014 tarihinde işe 45 dakika geç kalması nedeniyle üretimi aksattığına yönelik tutanak tutulmuşsa da davacının kapı giriş kaydında 15:12 de işyerine geldiği 23:30 işyerinden ayrıldığı, servisle işyerine geldiği ve İnsan kaynaklarına işyeri ile ilgili sorunlarını belirtir dilekçe verdiği bu dilekçesinin de dosyada mevcut olduğu, "personele gittiğimiz için geç iş başı yaptık, haber vermek için grup başı arandı cevap vermedi" şeklinde savunma yaptığı ve işçinin bu mazeretinin işyeri ile ilgili olması nedeniyle geçerli nedene dayandığı, diğer fesih nedenlerinin ise davalı tanık beyanlarında da davacının performans ve davranışlarında sıkıntı olmadığı belirtilmekle ispat edilemediği anlaşıldığından davacının feshi gerektirir bir davranışının bulunmadığı işveren feshinin haklı yada geçerli bir nedene dayanmadığı sabit olup feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar vermek gerektiği-
Mağaza denetimleri değerlendirme sonuçlarına bakıldığında her mağazada olabilecek basit eksikliklerin olduğu mağaza müdürünün görevden alınmasını gerektirir boyutta bir tespitin bulunmadığı, davacının özlük dosyasında görev süresi boyunca son üç ay dışında uyarı, ihtar ve tutanak bulunmadığının tespit edildiği, son dönemde yaşanılan durumun davacının iddiası yönünde bölge müdürünün kendisiyle çalışmak istememesi nedeniyle davacının izinli ve raporlu olduğu günlerde dahi tutanak tutularak, haklı fesih nedeniyle yaratılmak istendiğini ispatlar mahiyette olduğunun tespit edildiğinden feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar vermek gerekirken davanın reddedilmesinin isabetsiz olduğu-
İş Kanununun 25. maddesinde geçen “bir ay” ifadesinin takvim ayını değil ilk devamsızlıktan sonra geçecek olan bir ayı ifade ettiği, ilk devamsızlığın yapıldığı gün ayın kaçıncı günüyse takip eden ayın aynı günü bir aylık sürenin sona ereceği, son ayda ilk devamsızlığının gerçekleştiği günün bulunmaması halinde son ayın son günü bir aylık süre dolmuş olacağı, sonraki devamsızlıkların ise takip eden aylık dönemler içinde değerlendirileceği ,iş sözleşmesinin askıya alınması durumunda, işçinin çalışması gereken günde işe başlamamasının da devamsızlık olarak değerlendirileceği, iş yerinde C.rtesi günü iş günü ise belirtilen günde devamsızlık da diğer koşulların varlığı halinde haklı fesih nedenini oluşturabileceği,  iş sözleşmesinde, genel tatil günlerinde çalışılacağına dair bir kural mevcutsa, bu taktirde söz konusu günlerde çalışılmamasının da işverene haklı fesih imkanı tanıyacağı, davaya konu somut olayda, davacının 17,18,29,30/04/2014 tarihlerinde izinsiz ve mazeretsiz işe gitmediğinin tespit edildiğine göre, işverence davacının mazeretsiz olarak işe gelmemesi nedeniyle iş akdine haklı olarak son verildiği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacının, davalı işyerinde elektrik teknikeri olarak çalıştığı, davacı ile yapılan iş sözleşmesinin 1.18.maddesinde görevi sırasında tespit ettiği kaçak ve usulsüz elektrik kullanımını gerekli yasal işlemlere esas olmak üzere raporlayıp ilgili birimlere ve amirlerine bildireceği, kendisinin de kaçak ve usulüz elektrik kullanmayacağını kabul ve taahhüt ettiği yönünde düzenlemenin mevcut olduğu, davacı babası ile iki katlı olan evin üst katında ikamet ettiği ve aynı çatı altında kaldığı, kaçak elektrik kullandığı yönde tespiti yapılan abonelik her ne kadar babasına ait olsa da elektrik teknikeri olan davacının durumu bilmediğinin düşünülemeyeceği, davacının kabulünde olan haliyle dahi (babasını uyarmasına ve faturaları kendisinin ödemesine rağmen engel olamadığı) davacının davranışının geçerli fesih nedeni teşkil ettiği, davacının feshe konu davranışının davalı şirket nezdinde davacıya duyulan güveni ortadan kaldıracağının aşikar olduğu, taraflar arasındaki güven ilişkisi zedelendiğinden davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının tahsilinin istendiği davada, dosya içeriğine ve tanık beyanlarına göre iş akdini, fazla çalışma ücretinin ödenmemesi nedeniyle davacının feshettiğinin kabulü gerektiğinden, davacı kıdem tazminatına hak kazansa da ihbar tazminatı talep edemeyeceği- Hükme esas alındığı belirtilen bilirkişi raporunda alacak hesaplaması yapılmışsa da, aldırılan bu raporun denetime elverişli olmadığı- Denetime elverişli bir rapor aldırılarak çıkacak sonuca göre fazla çalışma ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacağı konusunda karar verilmesi gerektiği- 
Davacıya daha önce ihtar verilmemesi nedeni ile görevini hatırlatıldığı halde yapmaması halinin gerçekleşmediği anlaşıldığından ve davacının bu davranışının işin güvenliğini tehlikeye düşürdüğü kanıtlanamadığından bu davranışın işverenin güvenini kötüye kullanmak olarak da değerlendirilemeyeceği dikkate alındığında feshin haklı nedene dayanmadığı- Dava dilekçesinde delil olarak davacıya ait işyeri dosyası bildirilmiş ve dosyaya davalı işveren tarafından işe giriş çıkış saatlerini gösteren kayıtlar ibraz edilmiş olup bu giriş çıkış kayıtlarının davacının tüm hizmet süresini kapsayıp kapsamadığının tespit edilmesi gerektiği, eksik kayıt varsa davalıya süre verilmesi ve işlem yapılması gerektiği, bu kayıtlara göre davacının haftalık 45 saati aşan çalışması olup olmadığının haftalık bazda incelenerek tespit edilmesi gerektiği- 
Davacıya daha önce ihtar verilmemesi nedeni ile görevini hatırlatıldığı halde yapmaması halinin gerçekleşmediği, davacının bu davranışının işin güvenliğini tehlikeye düşürdüğünün kanıtlanamayıp bu davranışın işverenin güvenini kötüye kullanmak olarak da değerlendirilemeyeceği dikkate alındığında feshin haklı olmadığı ve davacının davranışına fesih gibi ağır sonuç bağlanmasının da Anayasa'nın 13. maddesindeki “ölçülülük” ilkesine aykırı olduğu- Davalı işveren tarafından ibraz edilen işe giriş çıkış saatlerini gösteren kayıtların davacının haftalık 45 saati aşan çalışması olup olmadığı incelenerek değerlendirileceği-