Devamsızlık süresinin, ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü ya da bir ayda üç işgünü olmadıkça, işverenin haklı fesih imkanı olmadığı- İş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayandığını ispat külfeti de işverene ait olduğu- Davacı taraf, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini iddia etmiş, davalı taraf ise, devamsızlık olgusuna dayanmış ve delil olarak da devamsızlık tutanakları sunmuş olduğundan, davacının devamsızlık yaptığına ilişkin tutanaklarda imzası bulunan zabıt mümzilerinin tanık olarak beyanının alınması ve dosya içindeki diğer tüm deliller ile birlikte bir değerlendirmeye tabi tutulduktan sonra karar verilmesi gerekirken, davacının salt beyanına itibarla hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
İşçinin işe devamsızlığının, her durumda işverene haklı fesih imkanı vermeyeceği- Devamsızlığın haklı bir nedene dayanması halinde, işverenin derhal ve haklı nedenle fesih imkanı bulunmadığı- İşçinin hastalığı, aile fertlerinden birinin ya da yakınlarının ölümü veya hastalığı, işçinin tanıklık ve bilirkişilik yapması gibi hallerin, işe devamsızlığı haklı kıldığı- Devamsızlık süresi, ardı ardına iki iş günü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü ya da bir ayda üç iş günü olmadıkça, işverenin haklı fesih imkanı olmadığı- Belirtilen iş günlerinde hiç çalışmamış olunması gerektiği- Devamsızlık saatlerinin toplanması suretiyle belli bir gün sayısına ulaşılmasıyla işverenin haklı fesih imkanı doğmayacağı- Maddede geçen “bir ay” ifadesinin takvim ayını değil ilk devamsızlıktan sonra geçecek olan bir ayı ifade ettiği- İlk devamsızlığın yapıldığı gün ayın kaçıncı günüyse takip eden ayın aynı günü bir aylık sürenin sona ereceği- Son ayda ilk devamsızlığının gerçekleştiği günün bulunmaması halinde son ayın son günü bir aylık sürenin dolacağı- Sonraki devamsızlıkların ise takip eden aylık dönemler içinde değerlendirileceği-
İşyerinde çalışmayan davacı tanıklarının işyeri çalışma düzenini bilemeyecekleri ortada olduğundan, beyanlarına itibar edilemeyeceği ve işyerinde çalışmayan davacı tanık beyanlarına göre fazla çalışma alacağına hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri ile işçi şikayetlerini incelemekle görevli bölge müdürlüğü memurları tarafından tutulan tutanakların aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olduğu- Muvazaalı alt işveren ilişkisinde, muvazaalı işlemin tarafı olan alt işverenin de işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği ve kişinin kendi muvazaasına dayanamayacağı-
Davacının iş akdinin uzun süreli sağlık raporu sonucunda rapor süresinin ihbar öneli +6 haftayı geçtiği için feshedildiğinin anlaşılması karşısında kıdem tazminatına hükmedilmesi gerektiği ancak belirtilen fesih halinde işverenin ihbar öneli kullandırma yada ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü olmadığından ihbar tazminatı talebinin reddi gerektiği- Davacının geçirdiği iş kazası sonrasında 10 ay 4 gün raporlu olduğu tartışmasız olup bu rapor süresinden sadece ihbar öneli +6 haftanın toplamı 12 haftanın kıdem süresine dahil edilip bu süreyi aşan sürenin kıdem tazminatı süresinden dışlanması gerektiği-
Davalının gönderdiği ihtarname tarihi, işten ayrılış bildirgesinde bildirilen işten çıkış tarihi ile çelişiği gibi, davacının iş sözleşmesinin feshedildiğini iddia ettiği tarihten de sonra olduğundan davalının, davacının iş akdinin devamsızlık yaptığı gerekçesiyle haklı nedenle feshedildiğine dair savunmasına itibar edilemeyeceği ve ispat yükü kendisinde olan davalı işveren davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacak şekilde iş sözleşmesinin sona erdirdiğini kanıtlayamadığından davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının kabulüne karar verilmesi gerektiği- Davacı, davalı işyerinde 2002 'de çalışmaya başladığını iddia etmiş olup, davalı işveren ise davacının 2003 tarihinde işe başladığını beyan ettiğinden işverenin bu kabulü karşısında mahkemece davacının davalı işyerinde.2003 'den itibaren çalıştığının kabulü ile davacının işçilik alacaklarının bu süreye göre hesaplanması gerektiği-
Davacı işverene gönderdiği fesih bildirimi ile toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanmaması, yakacak yardımı ve maaş zammının ödenmemesi nedenleriyle iş sözleşmesini feshettiğini açıkladığından fesih işlemi gerçeklemiş olup işverence bundan sonra yapılan fesih işleminin etkisi olmayacağı- Yakacak ve doğum yardımı ücretlerinin ödenmediği işverenin de kabulünde olup bu durum işçiye haklı fesih imkanı verdiğinden davacının kıdem tazminatı talebinin kabulünün gerektiği-
Davalı işverenin, davacının istirahatli olduğu günler dışında yaptığı devamsızlığı, usulüne uygun olarak tutanakla ve tanık beyanlarıyla ispatladığından devamsızlık sebebiyle fesihin haklı sebebe dayanıp, davacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatı talep edemeyeceği-
Davacı işçinin verilmek üzere sahte olarak hazırlanan bir evrakı Şirket yetkililerine haber vermeden imzaladığı belgenin İngiltere konsolosluğuna verildiği sabit olup davacının bu eylemi doğruluk ve bağlılığa aykırı bir davranış olup, işverenin feshi haklı olup, davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddinin gerektiği- Yargılama safhasında davalı işverence ibraz edilen izin belgeleri değerlendirilmeden izin alacağının hüküm altına alınmasının isabetsiz olduğu-
İşverence kıdem tazminatı olarak ödenen paranın kabul edilmesinin ardından bu kabul karşısında haklı feshi ispat yükü altında olan işverenin haklı nedenle fesih savunmasına değer atfedilemeyeceği-