Sadakat borcunu ihlal eden işçi davranışlarının neler olabileceğinin önceden belirlenmesi ve tek tek sayılmasının mümkün olmadığı- İşçinin hangi eyleminin doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış olarak kabul edilmesi gerektiği hususunda hâkimin, iş ve çalışma hayatının gerekleri ile toplumsal ilişki ve gelenekleri göz önüne alarak somut olayın özelliklerine göre bir sonuca varması gerektiği- İş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini iddia eden işverenin bu iddiasını ispat etmesi gerektiği- 15 yılı aşkın kıdeminin bulunan ve çalışma süresi boyunca uyarı cezası dahi almamış olan işçinin, içinde birkaç çikolata bulunan paketi alması nedeniyle kıdem tazminatı alacağından mahrum kalması hakkaniyete ve ölçülülük ilkesine uygun düşer mi?
Mahkemenin davalı vekilinden temyiz dilekçesinde belirttiği “iş aktinin feshine ilişkin prosedüre yönelik belgeleri” istemek ve “feshe yetkili makamın” kim olduğunu, “savunmanın ve olayın feshe yetkili makama ne zaman verildiğini” açıklatıp, bunlara ilişkin belgeleri de isteyip feshe yetkili makamı ve savunmanın ve olayın feshe yetkili makama ne zaman verildiğini tespit edip buna göre İş Kanunu'nun 26. maddesindeki hak düşürücü süreyi değerlendirmesi gerektiği-
Olay tarihinde iş bitimine on beş dakika kala işyerinden çıkarak kartını okutması için başka bir işçiye veren davacı işçinin bu eyleminin işyeri kurallarına aykırı olduğu ancak işyerinde ne tür olumsuzluklara yol açtığı ispatlanamayan ve işçinin bu davranışını ilerde tekrarlayacağına dair bir tespit bulunmayan bu eylemi nedeniyle işten çıkartılmasının gerek TİS hükümleri gerekse çalışma güvenliği açısından ağır bir netice olduğu, ölçülülük ilkesine de aykırı olduğunun gözetilmesi gerektiği-
Telefon ve internet ortamında internet vasıtası ile iletişimi gerçekleştiren bir sistem olan Whatsapp sisteminde, kişinin, diğer kişiler ile iletişime geçtiği gibi gruplar kurarak grup içerisinde iletişim gerçekleştirilse de, bu sistem, kendi içinde korunan ve 3. kişilere kapalı bir konumda olduğundan, işçilerin iş akışını bozmadığı ve çalışmaların etkilemediği sürece bir grup kurmaları ve burada iletişim içinde olmalarının yasak olmadığı; işçilerin bu kapsamda burada iletişimlerinin kişisel veri olarak da korunmasının esas olduğu- Gizli kalması esas olan Whatsapp grubundaki konuşmalara genel olarak bakıldığında çalışma koşullarının olumsuzluğu, işveren ve yöneticilerin eşit davranmama, mobbing niteliğindeki tutumlarının dile getirildiği, işverenin gizli kalması gereken verileri yasak bir şekilde elde ettiği ve kendisine veren ve aynı konuşmalarda bulunan işçiye davranışı nedeni ile ihtar cezası vermek sureti ile de bilgi veren işçisini koruduğu görüldüğünden, işçilerin işyerinde mailleri, işverene bildirimleri işçilik hakları ile ilgili demokratik talep niteliğinde olup, bu tür barışçıl davranışların fesih nedeni yapılmasının hatalı olduğu- İspat yükü kendisinde olan davalı işveren haklı ve geçerli feshi kanıtlayamadığından, feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine karar verilmesi gerektiği-
Davalı işveren tarafından işe davet edilmesine rağmen davacının işe gelmediği savunulmuş ve mahkemece de davacı işçinin işe başlamakta samimi olmadığı gerekçesi ile işçilik alacaklarına ilişkin açılan davanın reddine karar verilmişse de, davalının hem "davacı işçinin işe davet edilmesine rağmen işe gelmediği" yönündeki savunmada bulunması, hem de kendi beyanlarından ve dosya içindeki belgelerden davacı işçiye işe başlatmama sonucu ödenen boşta geçen süre ücretini de ödediği anlaşıldığından, davacının usulüne uygun olarak işe başlatılma başvurusu yaptığı buna karşılık davalı işveren tarafından işe başlatılmadığının kabulü gerektiği-
İşçinin düşük performans göstermesinin İş Kanunu mad. 17 ve 18 anlamında "geçerli" fesih sebebi olup, işçiye ihbar ve kıdem tazminatı ödeneceği- İşçinin düşük performans göstermesinin, İş Kanunu mad. 25 anlamında kıdem ve ihbar tazminatı hakkını ortadan kaldıran "haklı" fesih sebebi olmadığı, ancak "geçerli" fesihten dolayı işçinin işe iade davası açamayacağı-
Davacının iş sözleşmesinin onaysız harcamalar yaptığı iddiası ile tutulan asılsız tutanağa istinaden haksız olarak feshedildiğini ileri sürdüğü davada, davalı şirket bir anonim şirket olup davacının savunmasının şirket yönetimince yeterli görülmediği belirtildiğinden şirketteki feshe yetkili makam tespit edilerek bu makamın feshe dair olayı öğrendiği tarih belirlenip sonucuna göre karar verileceği-
Toplu İş Sözleşmesi'nin 89. maddesinin (a) ve (c) alt bentlerinin birlikte değerlendirilmesinden ihraç kararının Disiplin Kurulunca verileceği ve bu kararın yürürlüğe girmesinin de Genel Müdürün onayına bağlı olduğu anlaşıldığından, feshe yetkili merci Genel Müdür olup, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 4857 sayılı İş Kanunu'nun 26. maddesinde gösterilen 6 iş gününün, fesih nedeninin Genel Müdür tarafından öğrenildiği tarihten itibaren hesaplanması gerekeceği, ihraç kararı Genel Müdür'e 07.06.2011 günü bildirilmiş ve adı geçen de aynı gün bu kararı onamış olmakla Kanun'da gösterilen 6 iş günlük sürenin dolduğundan söz edilemeyeceği-
22. HD. 02.03.2017 T. E: 5431, K: 4260-
Sözleşme ile işverenin fesih yetkisi işçi lehine sınırlandırılmış olup işverence gerçekleştirilen fesih haklı nitelikte olmadığına göre, asgari sürenin bitiminden önce iş sözleşmesinin feshinin haksız bir fesih olduğunun kabulü ile öngörülen cezai şart tazminatı talebinin değerlendirilmeye tabi tutulması gerektiği-