Haksız fiilden kaynaklanan alacak takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında, zarar miktarının önceden bilinmesi mümkün olmadığından, davanın kabulü halinde alacağa «yasal faiz» yürütülmek suretiyle «itirazın iptaline» karar verilmesi gerekeceği–
4. Hukuk Dairesi'nin kararları:
Süresinde muhataba ibraz edilmeyen çek yönünden hamilin, cirantalar, keşideci ve diğer çek borçlularına karşı müracaat hakkını yitireceği taraflar arasında temel ilişkide bulunmaması halinde uyuşmazlığın «sebepsiz zenginleşme» hükümlerine göre çözümlenmesi gerekeceği, bu durumda isbat külfetinin davalı keşidecide olup keşidecinin, «sebepsiz zenginleşmediğini» kanıtlamakla yükümlü olduğu–
İhlas Finans Kurumu’nun tüzel kişiliği devam ettiği için aktif ve pasif dava ehliyeti de bulunduğu–
İİK. 8/III (şimdi; İİK. mad. 8/IV) uyarınca, icra ve iflas tutanaklarının, aksi ispat edilinceye kadar geçerli belgelerden olduğu–
Haksız fiilden kaynaklanan alacaklar
BK. 486 uyarınca adi kefilin sorumluluğunun «akitten sonra borçlunun iflas etmiş» veya «borçlu hakkında yapılmış takiplerin alacaklının kusuru olmaksızın sonuçsuz kalmış» veya «borçluya karşı Türkiye’de imkansız hale gelmiş olması»na bağlı olduğu– (Not: TBK.'nun 585. maddesinde ise, eski kanunda sayılanların yanında 'borçluya konkordato mehli verilmiş olması' hali de eklenmiştir.)
Davacı EGO’nun ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulmuş bir kurum olduğu, 6183 sayılı Kanuna tabi kurumlardan bulunmadığı, bu nedenle sattığı doğalgaz bedelinin geç ödenmesinden dolayı gecikme cezası isteyemeyeceği–
Gecikme zammı taraflar arasında kararlaştırılmış bir akti faiz niteliğinde olduğundan, BK. mad. 104/son hükmünce faize faiz yürütülemeyeceği-
Âdi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından aktif ve pasif dava (takip) ehliyetinden yoksun olduğu, takibin (ve davanın) bütün ortaklar tarafından (bütün ortaklara karşı) açılması gerektiği—