Bilirkişi raporunda belirlendiği üzere, davalı tasfiye memurunun şirket defterlerinde davacıya nakit olarak ödendiği gösterilen kayıtla ilgili bir belge sunamadığı, davacı tarafından faturaya dayalı mal satışı yapılarak parasının tahsil edildiğine ilişkin kayda rağmen bu satışın davacı tarafından yapılmadığı; olayda uygulanması gereken mülga 6762 sayılı Kanun'un 224 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince tasfiye memurunun kusursuz olduğunu ispat etmedikçe zarardan sorumlu tutulacağının düzenlendiği, davalının, dava dışı şirkette tasfiye memuru olarak görev yaptığı dönemde şirketin muhasebe kayıtlarında usulsüz işlemler yapmak suretiyle davacı şirket ortağını borçlandırdığı, davalının bu işlemlerinde kusursuz olduğuna ilişkin herhangi bir belge ve delil sunamadığı; her ne kadar bilirkişi raporunda “dava dışı şirkete ait defter kayıtlarında davacının, hesabına borç kaydedilen toplam 3 adet işlem kaydını baz alarak icra takibi yapmış olduğu, oysa ki davacıya alacak kaydedilen bir çok işlemin de bulunduğu” belirtilmiş ise de davacıya alacak kaydedilen işlemlerle ilgili bir zarar varsa bu zararın ayrı bir davanın konusu olabileceği-
Uyuşmazlık, 7256 sayılı Kanun kapsamında konusuz kalan davada vekalet ücreti verilip verilmeyeceğine ilişkindir...
İtirazın iptali davasında, limited şirketin ortağı olan kişiye, şirket ortaklarının şirketin özel hukuk borçlarından şahsen sorumlu olmadığından husumet yöneltilemeyeceği-
Davacının yaptığı iş nedeniyle alacak miktarının belirlendiği, yapılan işte eksik ve ayıp bulunduğu iddialarının davalı yanca ispatlanamadığı ve alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yasaya uygun olduğu-
818 sayılı Borçlar Kanun'unda gerçek kişi kefiller için zamanaşımı sınırlaması bulunmadığını, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda (6098 sayılı Kanun) ise bu sürenin 10 yıl olduğu-
Uyuşmazlık, bakiye bono bedelinin tahsili için başlatılan ilamsız takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, cari hesap alacağına dayalı takibe itirazın iptali istemine ilişkindir...
Takibe konu çeklerin bankaya ibraz süresi geçtikten sonra ibraz edildiği ve zamanaşımına uğradıktan sonra ilamsız icra takibine konu edildiği, zamanaşımına uğramış çekin kambiyo vasfını yitirdiği, zamanaşımına uğramış çeklerin adi senet niteliği taşımadığı, davacının takip konusu çeklerin yazılı delil başlangıcı sayılacağına ilişkin iddiası bulunsa bile çeklerin asıl borç ilişkisine dayanak yapıldığına dair iddiası veya dosyaya sunmuş olduğu bir delili bulunmadığı, süresinde ibraz edilmeksizin zamanaşımına uğrayan bu çeklerin tek başına ilamsız icra takibine konu edilemeyeceği-
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşmiş olan cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün bulunmadığı-
Davacı, belediyeye ödünç olarak yatırılan bir bedelin kendisine iadesini talep etmişse de, aynı alacağa ilişkin açılan itirazın iptali davasında verilen esastan ret kararının kesinleşmiş olduğu- Davanın kesin hüküm nedeniyle usulden reddedilmesi gerektiği-