Bozma ilamına uyulmuş olmakla, önceki mahkeme kararı ile ilgili olarak hükmedilen miktar yönünden davalı lehine usuli kazanılmış hakkın doğduğu, bu husus göz ardı edilmek suretiyle davalının usuli kazanılmış hakkı bertaraf edilerek yazılı şekilde davanın kabulü ile bu sefer takibe konu toplam miktar için yapılan itirazın iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu-
Bankaların kredi kartı üyelik aidatı adı altında ücret alabileceği-
Taşıma sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, dinlenen davacı tanığı, davalının kendisinden villalara su temin edip edemeyeceğinin sorduğunu, bunun üzerine davalıya ait villalara bir iki sefer su temin etmesini davacıdan rica ettiğini, davacının suyu teslim edip etmediğini bilmediğini, dosyadaki veresiye fişlerindeki imzaların kendisine ait olmadığını beyan etmiş olup, bu durumda, fişlerdeki imzanın davalı yardımcısına ait olup olmadığının imza incelemesi yapılmak suretiyle tespiti gerektiği-
Davalı taşıyan taşıma konusu emtiayı söz konusu şirket deposundan hasırlı olarak aldığını iddia etmiş ise de; davalı taşıyanın itirazi kayıt koymaksızın emtiayı teslim aldığı, bu durumun, davalı şirkete emtianın sağlam teslim edildiğine dair karine oluşturacağı ve bunun aksinin yazılı belge ile davalı tarafından ispat edilmesi gerekeceği, ispat yükü üzerinde olan davalı şirket emtianın hasarlı teslim alındığını ispat edemediğinden ilk derece mahkemesince ispat yükünün davacıda olduğu ve hasarın kara taşımasında gerçekleştiği davacı tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan davaların 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu- Rzikonun meydana geldiği tarihe göre, icra takip tarihi itibariyle iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunun kabulü gerektiği- Zamanaşımını kesen ve durduran nedenlerin bulunmadığı, davalı şirket tarafından tazminatın ödeneceği intiba yaratılarak zamanaşımı süresinin dolmasına neden olunduğuna dair bilgi ve belge sunulmadığı, tamir yapan şirket tarafından davacı sigortalı aleyhine yapılan icra takibinin ve itirazın iptali davasının zamanaşımını kesen nedenlerden olmadığı anlaşıldığından, mahkemece, davalı sigorta şirketinin dava dilekçesine karşı süresinde bulunduğu zamanaşımı def'inin kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ile ilgili yapılan icra takibine itirazın iptâli ile takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili talebine-
İtirazın iptali davası açıldıktan sonra yargılama sırasında yapılan ödemeler dosyanın infazı sırasında icra müdürlüğünce dikkate alınabileceğinden, mahkemece asıl alacakla ilgili olarak itirazın iptaline karar verilmesi gerektiği- Asıl alacak bakımından "davanın konusuz kaldığı" şeklinde hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Aidatın kooperatifin işlerini yapan yükleniciye ödenmesinin ancak kooperatifin bu konuda bir karar alması ile mümkün olduğu, böyle bir karar yokken üye tarafından yüklenici şirkete yapılan ödemenin borcu söndürmediği-
İtirazın iptali davasından önce açılan menfi tespit davası, itirazın iptali davasını doğrudan etkileyeceğinden menfi tespit davasının bekletici sorun yapılması gerektiği-
İtirazın iptali davasının hem alacağın "miktarı" ve hem de "kaynağı" bakımından icra takibe bağlı olduğu- Taraflar arasında bir borç ilişkisi bulunduğu ve borçlunun daha evvel bir kısım ödemeler yaptığı ve davacı davasını yalnızca iki adet faturaya dayandırdığı, davalının da ödeme savunmasında bulunduğu itirazın iptali davasında, ödeme savunmasının yazılı delille ispatının gerektiği, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından aradaki ilişkinin "açık hesap ilişkisi" olarak değerlendirilebileceği, itirazın iptali davasına bakan mahkemece sadece "takip konusu faturalar ve ödeme savunması bakımından" araştırma ve değerlendirme yapılması gerektiği, "tüm cari hesap ilişkisinin" gözetilemeyeceği, aksi yönde yapılacak araştırmanın itirazın iptali davasının niteliği ile bağdaşmayacağı- "Davalı tarafça cari hesap ekstresi adı altında sunulan belgeden taraflar arasında bir açık hesap ilişkisi bulunduğu, bu itibarla takip öncesinde yapılan kısmi ödemelerin alacaklı yanca hangi borca mahsup edilmesi istenmişse bu iradeye üstünlük tanınması ve ödemelerin birden çok borcun vadelerine göre sıralanması gerektiği, uyuşmazlığın ancak açık hesap ilişkisinin sonuna kadar incelenerek çözümlenebileceği" görüşünün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-