Genel kredi sözleşmeleri 6102 sayılı yasanın 4/1-1 maddesinde düzenlenen işlemlerden olup davalı kefilin de aynı yasanın 7. maddesine göre açılan işlemler kapsamında tüketici sayılamayacağı-
Ödeme emrine karşı süresi içerisinde borca itiraz ettiğinden ve vekile ait vekaletname takip dosyası içinde bulunduğundan, itirazın iptali davasında, ekinde dava dilekçesi bulunan ve üzerinde duruşma gününün yazılı olduğu tebligatın vekile yapılması gerekirken asile yapılmasının hatalı olduğu-
Tam ehliyetli kişilerin dahi her zaman yararlanma olanağı bulamadıkları banka kredi kartından yararlanmış ve bu suretle bir menfaat elde etmiş olan davacının, davalı bankanın ödeme talebine kadar tam ehliyetli biri gibi hareket etmesi ve borcun ifası istendiğinde ehliyetsizliğini ileri sürerek ifaden kaçınması hakkın kötüye kullanılmasının tipik bir örneği olduğu- Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre hacir altındaki kişinin karşı tarafın aleyhine olacak şekilde kendi mal varlığında meydana gelen sebepsiz zenginleşme oranında sorumlu olacağı ve sebepsiz zenginleşmenin iade borcunun doğması bakımından fiil ehliyetinden yoksun olmanın sonuca etkili olmayacağı-
Taraflar arasındaki (üye iş yerlerinden yapılan alışverişlerde indirimler kazanılmasına dair) uyuşmazlığın ticari işten kaynaklandığı anlaşıldığından asliye ticaret mahkemesinin görevli mahkeme olduğu-
İtirazın iptali davasında bankacılık konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla banka kayıt ve defterlerinin yerinde incelenmesi suretiyle tarafların iddia ve savunmaları ve dosya içerisindeki deliller dikkate alınarak düzenlenecek rapor sonucu karar verilmesi gerektiği-
Kredi kartından kaynaklanan uyuşmazlıklarda 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Yasasının uygulanacağı- Hesabın kat edildiğine ilişkin ihtarname ile alacağın tamamı muaccel hale geleceği- 5464 sayılı Yasanın 26. maddesi uyarınca belirlenecek akdi ve temerrüd faiz oranları dikkate alınarak alacağın tespiti gerekirken uygulama yeri bulunmayan 4077 sayılı Yasanın dikkate alınmasının hatalı olduğu-
5553 sayılı Tohumculuk Kanunu'nun 11. maddesinden kaynaklanan uyuşmazlıkta, davacının davalıya rücu hakkı bulunmakta ise de zararın davalı tohum üreticisinin ürettiği tohumlardan kaynaklandığının ispat edilmesi gerektiği- Davadışı üretici ile davacı arasında görülen zarar davasında alınan bilirkişi raporları bu zararı tespit etmeye yeterli olmadığı gibi görülen dava dosyasında verilen karar Yargıtay denetiminden de geçmemiş olduğundan, güçlü delil olarak kabul edilemeyeceği-