Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararların, temyiz edilemeyeceği-
İtirazın iptali, istirdat, cezai şart alacağı talebi-.
Götürü bedelli işlerde fazla ödeme olup olmadığının belirlenmesi için işin eksik ve kusurlarının dikkate alınarak hesap yapıldığı ve oranlama suretiyle hak edilen iş bedelinin belirlendiği anlaşılmakla davalı vekilinin temyiz sebeplerinin yerinde olmadığı-
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşmiş olan cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün bulunmadığı-
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğacağı- Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgunun mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmekte olduğu- Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımlarının kesinleşeceği- Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremeyeceği- Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturacağı-
Davacı, belediyeye ödünç olarak yatırılan bir bedelin kendisine iadesini talep etmişse de, aynı alacağa ilişkin açılan itirazın iptali davasında verilen esastan ret kararının kesinleşmiş olduğu- Davanın kesin hüküm nedeniyle usulden reddedilmesi gerektiği-
Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile taraflar arasında düzenlenen sözleşmede iş bedeli götürü olarak belirlenmiş olup, davacının bakiye alacağının ve davalı iş sahibinin eksiklikler nedeniyle fazla ödemede bulunup bulunmadığı iddiasının incelenmesi için yüklenici alacağının bilirkişi heyetinden alınacak ek raporla yüklenici tarafından yapılan imalatın sözleşme kapsamındaki tüm imalata göre oranının tespit ettirilip bulunacak oranın mantolama imalatının sözleşme kapsamında olduğu da dikkate alınarak götürü bedele oranlamak suretiyle hesaplanması, ödemelerin düşülmesinden sonra davacının takip tarihi itibariyle alacağının belirlenmesi, bulunacak bedele davalının daha önce temerrüde düşürüldüğünün anlaşıldığı 24.04.2012 tarihi ile takip tarihi olan 29.09.2015 tarihi arasında hesaplanacak faiz alacağı eklenip takip tarihindeki alacağının hesaplanmasından sonra takipten sonraki ödemenin takip hukuku çerçevesinde TBK’nın 100. maddesine göre değerlendirilerek, davacının dava tarihi itibarıyla alacağının hesaplanması, buna göre asıl ve karşı dava yönünden her iki davanın ayrı olduğu da gözetilerek ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken eksik incelemeye ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı ve mahsup yapılarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Adi ortaklığın tasfiyesi ya ortakların anlaşması suretiyle ya da bizzat mahkemece yapılacağı- Bunun dışında bir olanak olmadığı-Taraflar arasında imzalanan iş ortaklığı beyannamesinde tasfiye usulüne dair bir madde bulunmadığı- Mahkemece yapılacak adi ortaklığın tasfiyesinin ise kanunda belirtilen usuller çerçevesinde tasfiye memuru tarafından yapılması gerektiği-
Davaya konu ürünler üzerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldığı, inşaat bilirkişisi tarafından ibraz edilen rapor ile ürünlerin kusurlu olduklarının değerlendirildiği, ayrıca kusurların kullanımdan kaynaklı olup olmadığının tespit edilemediği, tüm bu nedenlerle davacı şirketin kusurlu malzemeler kullanarak ve ayıplı olarak borcunu ifa etmiş olması karşısında alacak talep edemeyeceği-
Uyuşmazlığın, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeden kaynaklı alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu-