Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşmiş olan cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün bulunmadığı-
Götürü bedelli işlerde fazla ödeme olup olmadığının belirlenmesi için işin eksik ve kusurlarının dikkate alınarak hesap yapıldığı ve oranlama suretiyle hak edilen iş bedelinin belirlendiği anlaşılmakla davalı vekilinin temyiz sebeplerinin yerinde olmadığı-
Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile taraflar arasında düzenlenen sözleşmede iş bedeli götürü olarak belirlenmiş olup, davacının bakiye alacağının ve davalı iş sahibinin eksiklikler nedeniyle fazla ödemede bulunup bulunmadığı iddiasının incelenmesi için yüklenici alacağının bilirkişi heyetinden alınacak ek raporla yüklenici tarafından yapılan imalatın sözleşme kapsamındaki tüm imalata göre oranının tespit ettirilip bulunacak oranın mantolama imalatının sözleşme kapsamında olduğu da dikkate alınarak götürü bedele oranlamak suretiyle hesaplanması, ödemelerin düşülmesinden sonra davacının takip tarihi itibariyle alacağının belirlenmesi, bulunacak bedele davalının daha önce temerrüde düşürüldüğünün anlaşıldığı 24.04.2012 tarihi ile takip tarihi olan 29.09.2015 tarihi arasında hesaplanacak faiz alacağı eklenip takip tarihindeki alacağının hesaplanmasından sonra takipten sonraki ödemenin takip hukuku çerçevesinde TBK’nın 100. maddesine göre değerlendirilerek, davacının dava tarihi itibarıyla alacağının hesaplanması, buna göre asıl ve karşı dava yönünden her iki davanın ayrı olduğu da gözetilerek ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken eksik incelemeye ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı ve mahsup yapılarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Davaya konu ürünler üzerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldığı, inşaat bilirkişisi tarafından ibraz edilen rapor ile ürünlerin kusurlu olduklarının değerlendirildiği, ayrıca kusurların kullanımdan kaynaklı olup olmadığının tespit edilemediği, tüm bu nedenlerle davacı şirketin kusurlu malzemeler kullanarak ve ayıplı olarak borcunu ifa etmiş olması karşısında alacak talep edemeyeceği-
Adi ortaklığın tasfiyesi ya ortakların anlaşması suretiyle ya da bizzat mahkemece yapılacağı- Bunun dışında bir olanak olmadığı-Taraflar arasında imzalanan iş ortaklığı beyannamesinde tasfiye usulüne dair bir madde bulunmadığı- Mahkemece yapılacak adi ortaklığın tasfiyesinin ise kanunda belirtilen usuller çerçevesinde tasfiye memuru tarafından yapılması gerektiği-
Kamu düzenine aykırılık halleri ile uyulan bozma ilamının içeriği ve usuli kazanılmış hak ilkesinin resen gözetildiği-
2004 sayılı Kanun'un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının "takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu görülürse alacaklı diğer tarafın talebi üzerine" uygun bir tazminata hükmeder." ibaresini taşımaktadır. Davacı Banka, basiretli bir tacir gibi davranarak gerçek borçlu (kendisi ile kredi sözleşmesi imzalayan) aleyhine takip yapması gerekirken sözleşmelerde ve dekontlarda imzası bulunmayan davalı hakkında takibe girişmekle haksız ve kötü niyetli bir takip başlatmıştır. O halde davalının kötü niyet tazminatının da kabulü gerekceği-
Dosyada alınan bilirkişi raporunda her ne kadar tahrifata ilişkin rapor alınmamış ise de savcılık dosyasında alınan uzmanlık raporunda belgede silinti ve kazıntı yoluyla tahrifat yapıldığına dair herhangi bir bulguya rastlanmadığının belirtildiği, söz konusu belgeye göre ödeme alındığının aksinin davacı tarafça ispatlanamadığı-
Uyuşmazlık, alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir...
Uyuşmazlığın, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeden kaynaklı alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu-