Dava, iki ayrı icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğundan, davalı şirket tarafından sunulan çek ve nakit ödemelere ilişkin belgelerin her iki icra takibine konu faturalara yönelik olarak incelenmesi gerekeceği, ancak mahkemece, fatura tarihlerinden önceki döneme ilişkin çekler de takibe konu faturalara ilişkin ödeme kabul edilip borçtan mahsup edilmiş olup, öncesinde yapılan ödemelerin takip toplamından mahsup edilemeyeceği, mahkemece yapılması gerekenin, sonraki tarihli çeklerin takibe konu faturalara ilişkin ödeme olarak kabul edilerek, toplam alacak miktarından mahsup edilmesi olduğu-
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, teminat şartları yerine getirilmeden ipotek senedine istinaden kötü niyetli olarak takibe başlandığı, davalının itirazının haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine, alacağın %20'si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Ek raporda antrepo fiyatlarıyla yapılan karşılaştırmalara göre eşyaya uygulanan fiyatların yüksek ya da fahiş olarak değerlendirilemeyeceği, eşyanın özelliği gereğince yüksek fiyat uygulanacak cins eşyalardan olmadığı ve normal ardiye ücretlerinin uygulanmış olduğunun tespit edildiği, eşyaların davacının antreposunda kalış süresi olarak belirlenen 210 gün üzerinden yapılan hesaba göre davacının talep edebileceği ücretin 27.392 Euro= 64.097,28 TL olduğu, bozma ilamında belirtilen Gümrük Müsteşarlığının Tasfiye İşletme Bölge Müdürlükleri Hizmet Tarifesinin sadece ... işletmelerince işletilen antrepolarında uygulanacak olan ardiye ücretlerinden olduğu, serbest antrepo ve geçici depolamalara uygulanması yönünde bağlayıcı ve emredici hükmünün bulunmadığı bozma ilamına uyulmakla davalı yararına oluşan usulü kazanılmış hak nazara alınarak davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının 36.762,47 TL asıl alacak yönünden iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit olmadığından davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Yapılan yargılama sonunda alacak iddiasının ispatı için teknik bilirkişi incelemesinin gerekli olduğu, ancak davacı yanın verilen kesin sürede bilirkişi raporu aldırılması için masraf yatırmadığı, bilirkişi ücretinin delil avansı niteliğinde olduğu, bu suretle bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı, dosya kapsamına göre davacının davasını ispat edemediği gerekçeleri ile, davacının davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, dava tarihinde, davaya bakmakla yetkili yargı yerinin bağlı olduğu müstakil Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmaması nedeniyle, ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığa bakmakta, davanın açıldığı Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu, ancak yargılama sırasında Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararıyla ............ ili mülki sınırları yargı çevresi olarak belirlenen ................ Asliye Ticaret Mahkemesinin kurulduğu ve 01.09.2021 tarihinde faaliyete geçtiği anlaşıldığından, Asliye Hukuk Mahkemesince dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine re'sen gönderilmesine dair verilen kararda usul ve yasaya aykırı yönün bulunmadığı-
Dosya içeriğindeki belgeler ile Uyap üzerinde yapılan sorgulama neticesinde davacı ......... mirasçılarından sadece ......... yönünden ................ tarihli temlikname ile alacaklılarından mal kaçırma amacıyla temlikin yapıldığı iddiasıyla dava dışı kişiler tarafından tasarrufun iptali davasının açıldığı, ............ Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ilamıyla davanın kabulüne karar verildiğinin görüldüğü, bu durumda mahkemece anılan tasarrufun iptali davası sonucunun eldeki itirazın iptali davası için bekletici mesele yapılması gerekeceği- Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş ise de, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratır ve infazda tereddüt yaratacak şekilde, icra inkar tazminatı, vekalet ücreti, yargılama giderlerine hükmedilmesinin doğru olmadığı- Mahkemece davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiş olmasına rağmen ret edilen miktar yönünden davalı kendini vekili ile temsil ettirdiğinden lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde vekalet ücretine hükmedilmemesinin ve yargılama giderlerinin de davanın kabul-ret oranı dikkate alınarak taraflar arasında paylaştırılması gerekmekte iken tamamının davalıdan tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığı- Davalı vekili tarafından kötü niyet tazminatı talebi bulunmasına rağmen herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın karar verilmesinin doğru olmadığı-
11. HD. 27.12.2022 T. E: 2021/8616, K: 9518
Ayıplı mal üretiminden kaynaklanan zararın üreticiden tahsili istemine ilişkin davada, üreticinin sorumluluğu vermiş olduğu garantiden doğacağından, özellikle garanti süresi belirlenerek, davalının sorumlu olup olmadığı hususu değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekeceği-
Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmişse de, davacı vekili, temyiz dilekçesinden sonra vermiş olduğu dilekçesinde, davalı borçluların vekillerinin davaya konu icra takip dosyasındaki itirazlarından feragat ettiklerini, bu nedenle konusuz kalan itirazın iptali davası ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep ettiğinden, Bölge Adliye Mahkemesince verilen temyize konu kararın, davacı vekilinin mezkûr talebi ile ilgili karar verilmek üzere bozulması gerekeceği-
İlam zamanaşımına uğradıktan sonra tebliğe çıkarılır ise, hüküm aleyhine olan tarafın, bunun üzerine temyiz yoluna başvurmak suretiyle hükmün yalnız ilamın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle bozulmasını sağlayabileceği-