Banka havalesi yoluyla davalıya borç olarak gönderdiği bedelin ödenmemesi üzerine açılan itirazın iptali davasında, davacı ve davalı gerçek kişi olup, tacir olarak kabul edilseler de uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığına yönelik dosyaya yansıyan bir belge bulunmadığından, bu davanın, ticari nitelikte bir dava olmadığı ve davaya bakmaya "Ticaret Mahkemesi" değil "Asliye Hukuk Mahkemesinin" görevli olduğu-
Kasko sigorta poliçesinin muhtevasında, hasar halinde ödenecek tazminattan, değişen parçalar nedeni ile kıymet kazanma tenzili yapılacağına ilişkin düzenleme olmadığı, buna rağmen hükme esas alınan bilirkişi raporunda, kıymet kazanma tenzili yapılarak miktarın belirlenmesinin hatalı olduğu-
Davacı banka yaptığı takipte kısmen haksız çıkmış ise de, takibi kötüniyetle yaptığına dair yeterli delil bulunmadığından, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Davacı vekilinin mazeret dilekçesinin reddine karar verilerek aynı celse davanın reddine karar verilmiş ise de; tahkikatın bitirilip sözlü yargılama aşamasına geçilmesi için herhangi bir tebligatta bulunulmadığı anlaşıldığından, mahkemece, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İki şirketin ortaklarının aynı olup olmadığı, her iki şirket arasında organik bağ, iktisadi bütünlük ve yönetsel özdeşliğin olup olmadığı saptanarak, organik bağın bulunması ve faturaların şirketlerden birine ödenmiş olması durumunda yapılan ödemenin kötü ödeme sayılamayacağı-
Mahkemece hükme esas alınan rapor taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi çözümleyecek nitelikte değildir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 25., 27. ve 38. maddeleri uyarınca sözleşmenin haklı feshi halinde uğranılan zararlarla birlikte 50.000.-USD cezai şart da talep edilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Mahkemece öncelikle sözleşmeyi haklı olarak fesheden asıl davada davalı, birleşen dosyalarda davacı haklı fesih nedeniyle sözleşme hükümleri uyarınca talep edebileceği cezai şartla birlikte varsa zararının da tespit ettirilmesi gerektiği- Bilirkişi tarafından her bir dosya ile ilgili faturaya konu alacağın tespit edilerek, taraflar arasındaki süregelen tüm ticari ilişki de değerlendirilmek suretiyle tarafların alacak ve borç durumunun tespiti gerektiği- Usulüne uygun bir ıslah istemi bulunmadığından HMK. mad. 26 hükmüne aykırı olarak talep aşımında bulunulmasının da hatalı olduğu-