Bireysel kredi sözleşmesinden kaynaklanan davada, davalı tüketici konumunda olup, uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu- Mahkemece, müstakil Tüketici Mahkemesi var ise davaya bakmakla Tüketici Mahkemeleri görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesi, müstakil Tüketici Mahkemesi yok ise, ara kararı ile uyuşmazlığa Tüketici Mahkemesi sıfatı ile bakılmasına karar verilmek suretiyle uyuşmazlığın çözülmesi gerektiği-
Somut durumda, takibin devamı ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemiyle görülen itirazın iptali davasında, takibin asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte devamı ve asıl alacağa %20'si oranında İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesi şeklinde mahkemece kurulan hükmün karşısında, davalının ana para, faiz ile diğer masraflar yönünden ayrı ayrı sorumluluk meblağlarının gösterilmesi ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde hüküm oluşturulması gerektiği-
Türk Borçlar Kanunu'nun 88. ve 120. maddeleri nazara alınarak davalının borcunun tespit edilmesi gerekirken Genel Kurullarda belirlenen faiz üzerinden davacının borcunun tespit edilmesinin hatalı olduğu-
İtirazın iptali istemine ilişkin davada, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli olmadığı, raporda her iki taraf defterlerinin incelenip incelenmediği, takip konusu faturaların bu defterlerde kayıtlı olup olmadıkları, ödenip ödenmedikleri hususları kesin olarak belirlenemediği gibi faturalar dışında ayrıca faturalara konu hizmetin verilip verilmediği üzerinde de durulmadığı, tüm bu hususlar gözetilerek gerektiğinde yeni bir bilirkişiden rapor alınıp bu ilkeler çerçevesinde araştırma yapılıp sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Yerel mahkeme kararının herhangi bir bölümü onanmış olmadığından kazanılmış haklar saklı kalmak ve bunlara dikkat etmek koşuluyla mahkemece HMK. mad. 297/2 uyarınca yeni bir hüküm kurulması gerektiği-
Kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itirazlardan olduğu- İlk itirazların bir ön sorun gibi incelenerek karara bağlanacağı- Mahkemece davalının yetki itirazı incelenerek, taraflara yetki konusunda delillerini sunma imkanı tanınarak, bir karar verilmesi gerektiği-
Davalının istifa iradesinin kooperatife ulaştığına tarihten sonraki döneme ait kooperatif aidat borçlarından sorumlu tutulamayacağı- Bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılarak aidat borçları istifadan önceki döneme ait ise kooperatif üyesi olan davalının sorumlu olacağı, istifadan sonraki döneme ait ise aidat borcundan sorumlu olmayacağının gözetilmesi gerektiği-
Düğün alışverişi nedeniyle satın alınan mal bedeline ilişkin itirazın iptali davasının tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği- Mahkemece, müstakil tüketici mahkemesi var ise, davaya bakmakla tüketici mahkemeleri görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesi, müstakil tüketici mahkemesi yok ise ara kararı ile uyuşmazlığa tüketici mahkemesi sıfatı ile bakılmasına karar verilmesi gerektiği-
Paydaşlarının gaip olması nedeni ile kayyım olarak atandığı taşınmazın davalı tarafından kullanıldığı gerekçesiyle icra takibi yapmalarına rağmen davalının takibe geçerli bir nedeni olmadan itiraz ettiği ileri sürülerek açılan itirazın iptali davasında, kayyımlık davasında verilecek nihai kararın beklenmesi gerektiği-
Hizmet sözleşmesinden kaynaklanan davada, sözleşmenin bir bütün olarak değerlendirilmesinden, güvenlik şirketince sağlanacak teçhizatın davalıda kalacağına bir başka deyişle davalı uhdesinde bırakılacağına dair bir hüküm bulunmadığından, bariyerlerin davacıya ait olduğu konusunda şüphe olmadığı, davalının da bariyerler ile ilgili kendisinin aldığı ya da kendisine ait olduğu gibi bir beyanı olmadığından; bariyerlerle ilgili bedel talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-