Taraflar arasında akdedilen sözleşmeye istinaden tarafların edimlerini yerine getirip getirmediği, davalı tarafından yapılan itirazın haklı olup olmadığı, davacının davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı hususunda açılan alacak (itirazın iptali) davasında, dava açılmadan önce zorunlu arabulucuya başvurulmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekeceği-
Borçlunun nakit, banka kanalıyla ve masraf faturaları ile ödemeler yaptığı, ödemenin hangi faturaya karşılık yapıldığı açıklanmadan gerçekleştirildiği görüldüğünden, ödemelerin hangi alacağa mahsup edileceği hususunun TBK. mad. 101 ve 102 uyarınca tayin edilmesi gerektiği- HMK. mad. 199 gereğince elektronik mailler, yazılı delil başlangıcı kabul edildiğinden, yazışmalar yapan davacı şirket yetkilisinin isticvabına karar verilerek hesap mutabakatı bulunup bulunmadığı belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasında yapılan alım-satımdan kaynaklanan borçların ödenmemesi nedeniyle davacı yanca başlatılan icra takibine, davalının itirazının iptali davasında, dava açılmadan önce zorunlu arabulucuya başvurulmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekeceği-
Davalılar hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesinden sonra davayı kabul ettiklerini bildirdiklerinden, kabul nedeniyle bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
Dava konusu aidat alacağı ve faiz oranları genel kurul kararlarına dayanmakta olup, miktarı bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu, mahkemece, dava konusu alacağın bu niteliğine göre, davacı yararına İİK 67/2. maddesi uyarınca icra-inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, alacağın likit olmayıp yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle icra inkar tazminat isteminin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Dava konusu aidat alacağı ve faiz oranları genel kurul kararlarına dayanmakta olup, miktarı bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu, mahkemece, dava konusu alacağın bu niteliğine göre, davacı yararına İİK 67/2. maddesi uyarınca icra-inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, alacağın likit olmayıp yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle, icra inkar tazminat isteminin reddinin doğru olmadığı-
Mahkemece, hukukçu bilirkişinin hazırladığı rapor doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, ancak bu raporda takip tarihinin doğru olmadığı ve sadece dekontlar baz alınarak hesaplama yapıldığı görüldüğünden, mahkemece, bankacı bilirkişiden takip tarihi itibariyle yapılan ödemeler toplamının ve faiz miktarının bankadan gönderilen ekstre dikkate alınmak suretiyle Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde rapor alınmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davacı şirketin, gerçek kişi tacir olan davalıya karşı açtığı itirazın iptali davasına konu sözleşme her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğundan, nispi ticari dava niteliğindeki davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Mahkemenin bozmadan önceki kararında, davalının icra inkâr tazminatı ödemesine hükmedildiği ve bu hususun bozma kapsamı dışında bırakıldığı, bu durumda, davacı lehine usuli müktesep hak oluştuğu halde, eldeki kararda icra inkâr tazminatına karar verilmemesinin doğru olmadığı-