Bankaların -kredi sözleşmelerinde yer alan özel hükümler nedeniyle- kredi faiz oranlarını günün koşullarını dikkate alarak tek taraflı olarak belirleme (değiştirme) yetkisine sahip olmalarının BK’nun 19 ve 20. (şimdi; TBK.'nun 26 ve 27.) maddelerine aykırılık teşkil etmediği ancak bir «güven kurumu» olduklarından, bu yetkilerini MK’nun 2. maddesi çerçevesinde «dürüstlük kuralları»na göre kullanmaları gerekeceği–
Bir yıllık hak düşürücü sürede açılan «itirazın iptali davası» davacı tarafından takip edilmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup davacı buna dayanarak yeni bir itirazın iptali davası açamaz ise de, usul ekonomisi yönünden davaya “alacağın tahsili davası” olarak devam edilmesi gerekeceği-
Temel borç ilişkisi olan karz akdine dayanılarak alacak isteminde bulunulması halinde alacağın on yıllık zamanaşımına bağlı olacağı–
Ödeme emrine itiraz ederken sadece «borca» itiraz etmiş ve «yetki itirazı»nda bulunmamış olan borçlunun, itirazın iptali davası açılmasından sonra, süresi içinde mahkemede yetki itirazında bulunabileceği, «itirazın iptali davası»nın «takibin yapıldığı icra dairesinin yetki çevresinde açılacağını» belirten bir hüküm bulunmadığı–
Taraflar arasında düzenlenen taahhütnamede ödeneceği taahhüt edilen vergi borçlarından kaynaklanan alacaklar
Ortada geçerli bir icra takibinin bulunmadığı (dava konusu icra takibinin davalı hakkında verilmiş olan iflas kararının kesinleşmesiyle düşmüş olduğu) durumlarda, itirazın iptali davası sonucunda inkâr tazminatına hükmedilemeyeceği–
Dava dilekçesinde hem «alacak» hem de «itirazın iptali» istenmiş olması halinde, mahkemece, davacıya açtığı davanın «alacak davası» mı «itirazın iptali davası» mı olduğu hususunun açıklattırılması gerekeceği, her iki istek hakkında yani «hem alacağın tahsiline, hem de itirazın iptaline» karar verilemeyeceği–
Teminat ipoteğinde, ipotekle teminat altına alınmış olan alacağın, vekalet ücreti ve icra masrafları dahil her türlü fer’ileri (eklentileri) ile birlikte, ipotek limitini aşamayacağı–
Deliller toplanmadan önce mahkemece «davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına» veya davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olması halinde davacı yararına tam değil 1/2 oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği–