Eşinin ailesi ile görüşmek istemeyen, ailesine karşı kırıcı davranışlar sergileyen, "çok da inandım, sevgilinin kollarındasın" şeklinde mesaj atmak ve dedektif tutmak suretiyle eşine karşı aşırı güvensizlik duyan davalı kadının evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda ağır kusurlu olduğu-
Kısmi dava açılabilmesi için talep konusunun bölünebilir olması gerekli olup, açılan davanın kısmi dava olduğunun dava dilekçesinde açıkça yazılmasının gerekmeyeceği, dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının alacağının daha fazla olduğu ve istem bölümünde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutması ya da alacağın şimdilik şu kadarını dava ediyorum demesinin, kural olarak yeterli olduğu- Davacı vekilinin, dava dilekçesinin sonuç kısmında talep ettiği her alacak için bir miktar yazdıktan sonra parantez içinde belirsiz ibaresini kullanarak işçilik alacaklarının tahsilini talep ettiği, ayrıca yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre alacak miktarının artırılması talepli dilekçesinde ise belirsiz alacak davasındaki taleplerini artırdığını belirterek davasının belirsiz alacak davası olduğunu açıkça beyan ettiği; davacı vekilinin talebinin açıkça belirsiz alacak davası olduğu halde mahkemece davanın kısmi dava kabul edilerek karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran davalı-davacı kadın yararına hükmolunan maddi tazminatın çok olduğu-
PTT gişesine gelerek kendisini hak sahibi gibi tanıtıp, bu şahsa ödeme yapan PTT görevlisine yönelik PTT'nin açtığı rücu davasında, olayın meydana geliş şekli, iş yoğunluğu, işyerinde güvenlik kamerasının bulunmaması gibi sebeplerle zarar miktarından uygun miktarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına daha uygun miktarda maddi tazminat takdiri gerektiği- Davacı tarafından daha önce açılıp reddedilen boşanma davasında toplanan delillerden eşine fiziki şiddet uygulayarak evden kovduğu, evin kilidini değiştirdiği ve daha sonra da evi yakınlarına satıp, yeni sahiplerinin davalıya ait eşyaları kapı önüne çıkarıp, eşyaların talan edilmesine sebep olduğu anlaşıldığından, davalının kişilik haklarına saldırı niteliğindeki bu olaylar nedeniyle manevi tazminatla sorumluluğu gerektiği-TMK.nun 166/4. maddesine dayanan bir boşanma davasında, boşanmanın fer'i sonuçları düzenlenirken, reddedilen ilk davadaki ispatlanmış olaylar ve fiili ayrılık süresi içinde ortaya çıkan kusurların gözönünde tutulacağı-
Zararın varlığını ve tutarını kanıtlamak zorunda olan davacının, zararın gerçek tutarını kanıtlamakta zorlandığı veya kanıtlanmasının davacıdan beklenemeyeceği durumlarda hakimin, işlerin olağan gidişi ve zarar görenin aldığı önlemleri gözeterek zarar tutarını kendiliğinden belirleyeceği, yaşamın olağan akışına uygun olan tedavi giderleri vb. gibi tüm giderlerin belgelenmesinin beklenemeyeceği-
Dava konusu aracın, dar kapsamlı kasko sigorta poliçesi ile sigortalandığı ve kasko sigortasında "% 100 kusurlu" olma halinin teminat dışında bırakılmadığı, meydana gelen hasarın, sözleşmede belirtildiği şekilde kasko sigorta poliçesi düzenlenmesi halinde teminat kapsamında kalmadığı anlaşıldığından, kiracının, araçta meydana gelen hasardan sorumlu tutulamyacağı, ancak kiralanan araç pert olup, davacının kiralanan aracın aynı model ve niteliklerini taşıyan bir aracı piyasadan alabileceği süre belirlenerek, bu süre için gelir kaybına hükmedilmesi gerekeceği-
Sigortalının çevre binalarda meydana gelen hasarları gidermek için yaptığı ve sigorta kapsamında olan masrafların sigorta şirketi tarafından ödenmesi gerekeceği, ancak sigorta şirketinin sigortalısına karşı gerçek zarar miktarıyla sorumlu olduğu, bu nedenle bilirkişi raporunda çevre binalarda yeni Deprem Yönetmeliği gereğince yapılmış olması gereken güçlendirmeler yapılmış olsaydı hasarların çapının, mahiyetinin ve kapsamının güçlendirme çalışmalarının içeriğine bağlı olarak belirli ölçüde azalacağının belirtilmesi durumunda gerçek hasar miktarının tespitinde bu belirlemenin de dikkate alınmasının zorunlu olduğu, zarar miktarı kesin olarak hesaplanmasa da tazmini gereken hasar miktarında sigorta şirketi lehine mahkeme hakimince takdiren belirlenecek makul bir indirim yapılması gerekeceği-
Kiralananda kalan mahkeme aracılığı ile tespiti yaptırılan depo tabir edilen yerdeki eşyaların mümkünse aynen iadesi, zayi olmuş ise dava tarihindeki bedellerinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla eşya bedelinin tahsili istenmiş olup, kiraya verenin taahhüt tarihine göre kiracıyı tahliye ettirmesi gerekirken taahhüde uyulmayarak doğrudan kiralanandaki eşyaların depoya kaldırılmış olmasının usulsüz olduğu-
Yerel mahkemenin 3.913,03 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödetilmesine yönelik ilk kararı, kararı temyiz etmeyen davacı yönünden bu miktarda  kesinleşmiş olup, davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu- Bozma ilamında, davacının ticari işletme olması nedeni ile ticari defterleri üzerinde inceleme yapılması, bu yöntemle bir sonuca ulaşılamaması halinde zararın BK 42. maddesi uyarınca hakim tarafından adalete uygun şekilde takdir edilmesi gerektiği belirtildiğinden, davacı ticari defterlerini ibraz etmemiş olduğundan, zarar kapsamının hakim tarafından adalete uygun olarak belirleneceği, hakim tarafından tazminat tutarının belirlenmesinde bilirkişi raporunun yetersiz olduğu biçimindeki bozma ilamı ve davacının ticari defterlerini ibraz etmemiş olması ile davalı yararına kazanılmış hakka dikkat edilmesi gerekeceği-