Her dava açıldığı tarihe göre değerlendirileceğinden, kadın tarafından dava tarihinden sonra gerçekleştirilen sadakat yükümlülüğüne aykırı ey-lemin kadına kusur olarak yüklenemeyeceği- Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-davacı erkeğin ağır ya da eşit kusurlu olmadığı ve yaşanan olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşıldığından, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak erkek yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Taraflar 07.09.1991 tarihinde evlenmiş olup evlenme tarihinden önce satın alınan taşınmazın davalı-karşı davacının kişisel malı olduğu, evlilik tarihinden sonra da, davacı-karşı davalının kişisel ya da edinilmiş malı ile katkıda bulunduğu da ileri sürülüp kanıtlanamamış olduğundan, uyuşmazlığın mal rejiminin tasfiyesi hükümlerine göre çözümünün mümkün olmadığı-
Mal rejiminin sona erdiği, boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle mevcut olmadığı gibi mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacağı karşılıksız bırakmak için davalı tarafından elden çıkarıldığı kanıtlanamadığından söz konusu taşınmaz nedeniyle talep edilen alacağın reddine karar verilmesi gerekirken diğer alacaklara eklenerek fazla alacağa hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Tazminat davası-
Davalı tarafından hastanın ölümünden önceki günlerde hastaya yeterli özenin gösterilip gösterilmediği, gerekli müdahalelerin yapılıp yapılmadığı araştırılıp davalının açıklanan hukuki konum ve sorumlulukları değerlendirilip, tıbbın gerek ve kurallarına göre olayda davalının sorumluluğunu gerektirecek ihmal ve hata bulunup bulunmadığını gösteren rapor alınarak karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki yararlar dengesine, TMK. mad. 4 ile  TBK. mad. 50/2'de öngörülen hukuk ve hakkaniyet ilkelerine uygun bulunan kararın onanması gerektiği-
Dava konusu yangının meydana geldiği yerde davacıya ait kaç adet kasanın bulunduğu hususunda kesin bir bilgi bulunmadığından, mahkemece, zarar gören kasalara ilişkin hesap edilen tazminat miktarından hakkaniyete uygun oranda indirim yapılarak tazminat miktarının belirlenmesi gerektiği-
Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimsenin manevi tazminat ödetilmesini isteyebileceği- Yargıcın manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alması gerektiği- Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermesi gerektiği- Tazminatın sınırının onun amacına göre belirlenmesi gerektiği-
davacı kiracıların kiralananı kullanamadığı süre içinde uğradığı zarar uzman bilirkişi yada bilirkişilerden yeniden rapor alınarak tespit ettirilmesi, bilirkişilerce bir zarar tespit edilememesi halinde ise 6098 sayılı TBK 114/2 maddesi yollamasıyla aynı kanunun 50/2 maddesi göz önünde bulundurularak inceleme yapılıp, sonucuna göre davacıların zararının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile davacıların zararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Yargılama sırasında yanlardan birinin bilirkişi raporuna itiraz etmemesinin, itiraz eden taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu ve mahkemece itiraz edenin lehine olan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi gerektiği- Hesaplanan tazminattan yetiştirme gideri indiriminin yapılabilmesi için, davacının çalışan, geliri olan, desteğin yetiştirme giderlerini kısmen de olsa üstlenmiş olan kişilerden olması gerektiği- Cenaze ve defin giderlerinin her türlü delille ispat edilebileceği- Delil ibraz edilememesi halinde dahi TBK.nın 50/2.maddesi gereğince mahkemece yöresel örf ve adetler doğrultusunda yapılabilecek masrafların bilirkişi marifetiyle tespiti ile, BK.nın 42/2.maddesi uyarınca bu kalem istek için tatmin edici bir tazminata hükmedilmesi gerektiği-