Mahkemece, davacının kendine ait aracının bulunup bulunmadığı hususu araştırılarak, taşıma konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla, davalı kooperatifin kayıtları üzerinde inceleme yapılıp, kooperatif hattında çalışan bir ortağın ortalama kazancının belirlenmesi, belirlenen miktardan masrafların ve amortisman giderlerinin düşülmesi, davacının çalışmadığını iddia ettiği süre içinde başka bir işte çalışarak elde etmesi muhtemel gelirlerin gözetilmesi yoluyla yapılacak inceleme ve araştırma sonucunda, gelirin somut verilerle belirlenememesi halinde Borçlar Kanunun 42. vd. ( TBK 50 vd. ) maddelerinden yararlanılarak davacının gerçek zararının belirlenmesi gerektiği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat çok olduğundan, Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdiri gerekirken bu yönler gözetilmeden hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Taraflardan birinin "eşinin hastalığı ile ilgilenmediği", "eşine şiddet uyguladığı", tarafların "10 yıldır fiilen ayrı yaşadıkları ve birlikte yaşamaktan kaçındıkları" olayda, Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşullarının gerçekleştiği, verilen boşanma kararının doğru olduğu-
...’nunca havuz ifadesinin uygulamada Süper Lig için kullanıldığı belirtilmiş ise de dava konusu sözleşme ve ek sözleşmede havuz ifadesinin geçmesinin davalının ...’dan aldığı gelirin sözleşme hükümleri kapsamı dışında tutulması için yeterli olmadığı, davalının ifa imkansızlığı savunmasına itibar edilemeyeceği, ancak bu savunma kabul edilse dahi ifa imkansızlığı halinde edimi sonradan imkansızlaşan borçlunun bunun yerine bir kaim değer alması halinde imkansızlaşan edim yerine bu kaim değeri alacaklıya vermesi gerektiği, ...’nunca; Türkiye Kupası için ödenen gelirin içinde yayın hakkı ve ticari hakların olduğu, ticari hakların da isim hakkı, reklam panosu ve sponsorluk hakları olarak ayrıldığı, ancak tüm hakların bir paket halinde ihale edildiği ve davalının elde ettiği kazançta isim hakkını belirtecek veri olmadığı bildirildiğinden BK’nun 98/2 yollamasıyla BK’nun 42/2. fıkrası uygulanarak davacının alacağının miktarının heyetçe taktiren belirleneceği-
Mahkemece, dosya kapsamı ve toplanan delillere göre; üçüncü şahıs tarafından davacı ve davalı aleyhine yapılan icra takibinde, takip konusu 147.000,00 TL borcun davacı tarafından ödendiği, oysa %10 oranında davacı, %90 oranında davalının borçtan sorumlu oldukları, bu durumda davacının ödediği meblağın %90'ının ödenmesi için TBK'nın 50 ve 51. maddelerince davalıya rücu edebileceği ve bu nedenle icra takibi yapabileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği ve bu kararın onandığı-
Kocanın açtığı terk hukuki sebebine dayanan davanın kocanın eşini evden kovduğu, ancak kadının terk ihtarına uyarak ortak konuta döndüğü, bu suretle dava koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmış olup,. fiili ayrılık döneminde de davalı kadının bir kusurlu davranışı iddia ve ispat olunmadığından eşini evden kovan kocanın boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu- Boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılarak boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiğinden davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmesi gerektiği- Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşıldığından davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Davalı-davacı kadın yararına, kocanın ilk davayı açmış olduğu tarihten geçerli olmak üzere tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekceği- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran davalı-davacı kadın yararına hükmolunan maddi tazminatın az olduğu-
Mahkemece, gerekli belgeler toplandıktan sonra, taşıma sektöründe faaliyet gösteren uzmanın da katıldığı bilirkişi kurulu oluşturulup, davalı kooperatif kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak, kooperatifin o dönem içinde kaç ortağı olduğu, hangi ortağa ne kadar iş verildiği, davacıya verilmesi gereken iş belirlendikten sonra davacının aracının çalıştırılmaması nedeniyle uğradığı kazanç kaybının yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde denetime elverişli bir rapor alınarak tespit edilmesi, bilirkişi raporu ile kazanç kaybının gerçek miktarının somut verilerle tam olarak saptanamaması halinde BK'nun 42 nci vd. madde hükümleri uyarınca mahkemece somut olayın özellikleri gözönünde bulundurularak, takdiren bir miktar kazanç kaybına hükmedilmesi gerektiği-
Kiracılık süreci içinde davacının ekonomik güçlük içine girmesi davacı şirket hakkında altı ay süreyle iflasın ertelenmesine karar verilmiş, davacı işbu dava ile bu aşamadan sonra kira alacağını tahsil edemediği gerekçesi ile davalıların kiralanan mağazadaki mallarına el koyduklarını iddia ederek bedellerinin tahsilini istemiş olup, her ne kadar davanın tarafları tacir olup aralarındaki sözleşmeden kaynaklanan hukuki uyuşmazlıklarda yazılı delil ile ispat hususu esas olsa da, davacının bu davadaki iddiası mallarına el konulduğu şeklinde fiili ve maddi bir olguya dayandığından ve ileri sürülen haksız fiil içerikli talebin kanıtlanması tanık dahil her türlü delille mümkün olduğundan, davacı da sunmuş olduğu delil listesinde konuya ilişkin tanıklarını bildirmiş olduğundan, davalı tarafça tanık dinlenmesine muvafakat edilmese de, davacının tanıklarının dinlenmesi halinde kendi tanıklarını da dinleteceklerini beyan etmiş olduğundan, iddia ve istemin niteliği itibariyle davada tanık dinlenmesi mümkün olup mahkemece her iki tarafın gösterdiği tanıkların dinlenmesinden sonra karar verilmesi gerekeceği-
Kooperatif ortağının kooperatif yönetiminin işlemleri nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin açtığı davanın dinlenebilir olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-