Kiracılık süreci içinde davacının ekonomik güçlük içine girmesi davacı şirket hakkında altı ay süreyle iflasın ertelenmesine karar verilmiş, davacı işbu dava ile bu aşamadan sonra kira alacağını tahsil edemediği gerekçesi ile davalıların kiralanan mağazadaki mallarına el koyduklarını iddia ederek bedellerinin tahsilini istemiş olup, her ne kadar davanın tarafları tacir olup aralarındaki sözleşmeden kaynaklanan hukuki uyuşmazlıklarda yazılı delil ile ispat hususu esas olsa da, davacının bu davadaki iddiası mallarına el konulduğu şeklinde fiili ve maddi bir olguya dayandığından ve ileri sürülen haksız fiil içerikli talebin kanıtlanması tanık dahil her türlü delille mümkün olduğundan, davacı da sunmuş olduğu delil listesinde konuya ilişkin tanıklarını bildirmiş olduğundan, davalı tarafça tanık dinlenmesine muvafakat edilmese de, davacının tanıklarının dinlenmesi halinde kendi tanıklarını da dinleteceklerini beyan etmiş olduğundan, iddia ve istemin niteliği itibariyle davada tanık dinlenmesi mümkün olup mahkemece her iki tarafın gösterdiği tanıkların dinlenmesinden sonra karar verilmesi gerekeceği-
Kooperatif ortağının kooperatif yönetiminin işlemleri nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin açtığı davanın dinlenebilir olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceği- Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği- Davalı-davacı kadın, ayrı yaşamakta haklı olduğundan, tedbir nafakası davasının kabulü gerektiği-
Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı, bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden, boşanma isteğinin reddi gerekeceği- Mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği (TMK. mad. 174/1)- Boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceği (TMK. mad. 174/2)- Kadının eğitim-öğretiminin devam ettiği dönemlerde özel bir öğrenci yurdunda çalışıp bir miktar gelir elde etmekle birlikte, boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekeceği (TMK. mad. 175)-
Boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı, Boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitireceği anlaşıldığından, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmesi gerektiği- Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşıldığından, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Eşini evden kovan davacı-davalı koca tamamen kusurlu olduğundan ve boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Bütün gününü özürlü çocuğuna ayıran, yaşamını ona adayan bir annenin, eşinden ilgi beklemesi ve kendisine yardım etmesini düşünmesi kadar doğal bir gereksinimin olamayacağı, fakat davalı kadının bu ilgiyi göremediği gibi, bir de eşinin ihaneti ile karşılaştığı, bu nedenle bunalımlı bir zamanında şahidin söylediği sözleri de söylemiş olabileceği, tepki ile söylenen sözler nedeniyle kadını eşit kusurlu saymanın mümkün olmayacağı, boşanmayla davalı kadının, on yıllık evlilikten sonra özürlü müşterek çocukla yalnız kaldığı, davacı eşinin desteğini yitirdiği, o halde Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak davacı yararına uygun bir miktarda maddi tazminata hükmedilmesinin gerekeceği-
Boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceği–