«Faize faiz yürütüldüğü» hususunun itiraz konusu yapılabileceği–
“Zamanaşımı def’i” senet metninden anlaşılan itiraz sebeplerinden olduğundan, icra mahkemesinde yargılama sonuçlanıncaya kadar –itirazın kaldırılması duruşmasında- ileri sürülebileceği-
İlamda, «asıl alacak» dışında, ayrıca «... faizin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine» hükmedilmiş olması halinde, bu nitelikteki faizin kapitale dönüşmüş olmayacağı, bu nedenle bu faiz alacağına ayrıca karar tarihinden ya da takip tarihinden itibaren ayrıca faiz yürütemeyeceği–
Hukuk Usuli Muhakemeleri Yasasının 423/6. maddesinde vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında sayılmış olup, aynı yasanın 424. maddesinde de yargılama gideri olacak hükmolunan vekalet ücretinin, ancak iki taraf arasında geçerli olacağı ve takip dayanağı ilamda da bu yönde hüküm kurulduğunun anlaşıldığı, 1136 sayılı Avukatlık yasasının 164/son maddesinde; “dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir” hükmünün vekil ile müvekkil arasında çıkacak ücret uyuşmazlıklarını düzenlemek amacıyla öngörülmüş bulunduğu, ne var ki; aynı madde de “bu ücretin, iş sahibinin borcu nedeniyle takas mahsup edilemeyeceği”nin belirtildiği-
«Ana para (kapital) alacağı»na dönüşmüş bir «faiz alacağı» bulunmadıkça, sadece temerrüt faizine «temerrüt faizi» yürütülemeyeceği– İlamda miktarı belirtilerek hükmedilmiş faiz alacağına, ayrıca ilam ya da takip tarihinden itibaren faiz yürütemeyeceği–
İcra dairesine yaptığı itirazda «bu şekilde senet vermediğini, faiz ve komisyon ücretinin yerinde olmadığını» bildirmiş olan borçlunun yargılama aşamasında «tahrifat iddiası»nda bulunamayacağı–
«Mükerrerlik iddiası»nın borca itiraz sebebi olarak icra dairesine bildirilmesi gerektiği–