Kambiyo senedi niteliğinde bulunmayan senede dayalı olarak yapılan genel haciz yoluyla takipte, 3 yıllık değil 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı-
Faize faiz yürütülmesi Borçlar Kanunu’ na aykırı olduğundan, asıl alacak ve işlemiş faiz toplamına yeniden faiz yürütülemeyeceği-
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ nun 138/IV maddesi uyarınca Fonun alacaklı olduğu ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu uyarınca yapılan takiplerde borçlular tarafından yapılan itirazların, satış dışında takip işlemlerini durdurmayacağı-
“Takip dayanağı faturalardaki malların teslim edilmediği” yolunda borçlunun bir itirazının bulunmaması halinde BK. 73 (şimdi; TBK. mad. 89) uyarınca alacaklının fatura bedelinin ödenmesi için alacaklının ikametgahının bulunduğu icra dairesinde takip yapabileceği-
Kooperatifi temsilde devamlılık esas olduğundan borçlu vekili olarak avukata vekalet vermiş olanlar o tarihte yetkili olduklarından, daha sonra kooperatif tarafından azledilmedikçe, vekalet veren yetkililerin değişmesinin, verilen vekaleti geçersiz kılmayacağı-
Borçlunun itirazının alacaklı vekiline tebliğ edilmemiş olması halinde, alacaklı vekilinin “itirazın kaldırılması” isteminin süresinde olduğunun kabulü gerekeceği-
Faize ilamda hükmedilmesi halinde, temelde temerrüt olgusu bulunduğundan, ilama dayalı alacaklar için, BK. nun 104/son maddesi (şimdi; TBK. mad. 121/3) gereğince karar tarihinden itibaren faiz istenemeyeceği-
İİK. mad. 62/3 uyarınca, borçlu veya vekilinin, dava ve takip işlemlerine esas olmak üzere borçluya ait 'yurt içinde' bir adresi, itirazla birlikte bildirmek zorunda olduğu- Emniyetçe yapılan adres araştırılması sonucunda, borçluya ait tebligat yapılacak adresin bulunamaması nedeniyle son çare olarak ilanen tebliğ yoluna başvurulmasında yasaya aykırılık bulunmadığı- Borçlunun ABD'de geçici olarak bulunduğu vekaletnamesinden anlaşıldığına göre, Tebligat Kanunu'nun 28/3. fıkrasındaki hükme uyulmasının da gerekli olmadığı-