Mirasçılık belgesinin iptali davalarının hasımlı olarak açıldığı, sonucunun tarafları açısından kesin hüküm oluşturduğu dikkate alındığında çekişmeli yargı kapsamında kalan davalardan olduğu, bu nedenle 6100 sayılı HMK.'nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan mirasçılık belgesinin iptali davalarına bakmakla görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu-
Nüfus kütüğünde kayıtlı kişinin ölüm kaydı kütüklere işlenmedikçe veya asliye hukuk mahkemesince verilmiş ve kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile kişinin ölmüş olduğu belirlenmiş olmadıkça dar yetkili sulh hukuk mahkemesince kişinin sağ olduğunun kabul edilmesi gerekeceği, nüfus müdürlüklerince ölüm araştırması yapılması ve buna ilişkin açıklama yazılarak kütükteki kaydın kapatılmış olması bu olguyu değiştirmeyeceği-
HMK'nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan eldeki dava bakımından HMK.'nun 382/2-c kısmının 6. bendi uyarınca görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu-
Mirasçılık belgesinin iptali davalarının hasımlı olarak açıldığı, sonucunun tarafları açısından kesin hüküm oluşturduğu dikkate alındığında çekişmeli yargı kapsamında kalan davalardan olduğu, bu nedenle 6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan mirasçılık belgesinin iptali davalarına bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu-
Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekeceği-
Mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin taleplerin, mirasbırakanın mirasçıları, mirasçıları yoksa son mirasçı sıfatıyla Hazine ya da mahkemece yetki verilmek koşuluyla üçüncü kişiler tarafından açılabileceği-
Türk Kanuni Medenisi'nin 551/1. maddesindeki, “...vefat edenin mirasçılarından birisi mirası reddederse bunun hissesi murisin vefatında hayatta değilmiş gibi diğer mirasçılara intikal eder...” hükmü uyarınca; mirası reddenlerin miras paylarının diğer mirasçılara intikal şeklinin kararda gösterilmesi gerekeceği-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 30. maddesi hükmünde doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği-
Miras bırakanın ana bir baba ayrı kardeşleri mevcut olup üvey kardeşinin eşi ve çocukları hayatta olduğundan murisin üvey kardeşinden gelen ve dosyada mevcut nüfus aile kayıt tablosuna göre yaşayan mirasçılar mevçut iken miras bırakanın hiç mirasçısı olmadığı ve TMK'nun 501 maddesi gereğince mirasının Hazine'ye geçmeyeceği anlaşılmakla, Mmhkemece davanın bu şekilde kabul edilerek yukarıda açıklandığı üzere murisin tüm mirasçılarını gösterir mirasçılık belgesi verilmesi gerekeceği-