Mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davalar murisin mirasçıları, mirasçıları yoksa son mirasçı sıfatıyla Hazine tarafından açılabileceği, ancak mahkemece, dosya içeriğinden Hazinenin son mirasçı olamadığı gözetilerek Hazine yönünden davanın reddi gerektiği-
TMK'nun 598. maddesine göre düzenlenen mirasçılık belgelerinin, aksi ispat edilinceye kadar geçerli olan, adına düzenlenmiş bulunan kişi ve kişilerin mirasçılığı lehine bir karine oluşturduğu- Mirasçı veya mirasçılar varsa, düzenlenecek mirasçılık belgesinde, mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler ile miras paylarının gösterilmesi ve mirastan feragat durumuna işaret edilmekle yetinilmemesi; mirastan feragat nedeniyle, mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin de (kime kalacağının) gösterilmesi gerektiği- Verilen mirasçılık belgesinde yasal mirasçılar ile bunların miras paylarının gösterilmesi yerinde ise de; “mirastan feragatin hukuki sonuçlarının” düzenlenen mirasçılık belgesine yansıyacak şekilde gösterilmemiş olmasının hatalı olduğu-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 598. maddesi hükmünde başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere Sulh Mahkemesi'ncemirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verileceği, 5718 sayılı Yasa'nın 20. maddesinde mirasın ölenin milli hukukuna tabi olduğu, Türkiye’deki taşınmaz mallar hakkında Türk hukukunun uygulanacağı, mirasın açılmasına, iktisabına ve taksimine ilişkin hükümlerin ise terekenin bulunduğu  yer hukukuna tabi olduğunun hükme bağlandığı- MÖHUK. 43. maddesine göre mirasa ilişkin davalar ölenin Türkiye'deki son yerleşim yeri mahkemesinde, son yerleşim yerinin Türkiye'de olmaması hâlinde terekeye dâhil malların bulunduğu yer mahkemesinde görülür hükmü gereğince muris H.. A..' ın taşınmazının bulunduğu Balıkesir 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğu-
4721 sayılı TMK'nın 30. maddesi uyarınca doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği; hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda taraflarca hazırlama ilkesi geçerli olup, hakim tarafların talepleri ile bağlı olduğundan hakimin, talepte bulunan tarafların iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü deliller ile yetinerek karar vermek zorunda olduğu; çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re'sen araştırma prensibi egemen olduğu; hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararların değiştirilebileceği veya ortadan kaldırılabileceği-
Miras reddedilmiş olmakla tasfiyeye tabi tutulacağından takip murisin ikinci derece mirasçılarına yöneltilemeyeceği, miras murisin ikinci derece mirasçısı olan anne ve kardeşlerine geçmeyeceği- Murisin annesi ve kardeşlerini mirasçı olarak gösteren mahkemenin mirasçılık belgesinin iptali yönünde karar vermesinin yerinde olmadığı, murisin eşi ve çocuğunu mirasçı olarak gösteren ve mirasın reddinin terekenin paylaştırılmasında nazara alınmasını belirtir şekilde yeni bir mirasçılık belgesi verilmesinin doğru olmadığı- 
Mirasçılık belgesinin iptali istemine ilişkin davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Davacı bankanın alacağını tahsil amacıyla borçlunun yasal mirasçılarını öğrenmek için icra hukuk mahkemesinden mirasçılık belgesi çıkarmak üzere yetki belgesi talep ettiği, alınan yetki belgesi ile eldeki davanın açıldığı; davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu-
28.05.1927 günlü, 1062 sayılı Kanun gereğince Suriye uyruklular için çıkarılan 01.10.1966 günlü 6/7104 ve 25.09.1967 günlü 6/8890 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları ve bu kararlara göre çıkarılan yönetmelikler gereğince dava konusu gayrimenkuller yönünden mirasçılık söz konusu olamayacağından mahkemece mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Mirasçılık belgesi-
Dava, noter tarafından düzenlenen mirasçılık belgesinin iptali isteğine ilişkin olduğundan HMK'nın 382/2-c maddesinin 6. bendine göre sulh hukuk mahkemeleri sadece veraset belgesi verilmesiyle ilgili istekler konusunda görevli olduğu; veraset belgesinin değiştirilmesi veya daha önce verilen veraset belgesinin iptali davalarının sulh hukuk mahkemesinde görülemeyeceği; veraset belgesinin iptali davalarının hasımlı olarak açılması zorunlu bulunduğundan çekişmesiz yargı kapsamından çıkıp çekişmeli yargı mahiyetini olduğu; 1512 sayılı Noterlik Kanununun 71/C maddesi gereğince noterlerin verdikleri mirasçılık belgesi hakkında, menfaati ihlal edilenler tarafından sulh hukuk mahkemesine itirazda bulunulabileceği-