Mirasçılık belgesi verilmesi hususunun TMK'nın 598. maddesinde düzenlendiği- Mirasçılık belgesi, aksi ispat edilinceye kadar, adına düzenlenmiş bulunan kişi ve kişilerin mirasçılığı lehine bir karine oluşturacağı, bu belgenin; murisle mirasçıları arasındaki ırs (soy) ilişkisini göstermesi yanında mirasın (terekenin) mirasçılara intikalini de sağlayıcı bir işleve sahip olduğu- Bu nedenlerle; mirası reddeden (TMK m. 605/1) mirasçı veya mirasçılar varsa düzenlenecek mirasçılık belgesinde, mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler ile miraspaylarının gösterilmesi ve mirası ret durumuna işaret edilmekle yetinilmemesi; mirası ret nedeniyle mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin (kime kalacağının) gösterilmesi gerektiği-
Mirasçılık belgesi istemenin maddi bir olayın varlığını ikrar ve kişiler arasındaki irs (soy) ilişkisini tespit ettirmekten ibaret olduğu- Mirastan ıskat ve mahrumiyet sebepleri ya da mirasın reddi veya mirastan feragat sözleşmesi hallerinin bulunmasının mirasçılık belgesi istemeye engel olmadığı-  Iskat, mahrumiyet, ret ve feragatin hukuki sonuçları terekenin bölüştürülmesi sırasında gözetileceğinden "sadece terekeye dahil mal ve haklar yönünden mirasçılık sıfatını kaybettiği ve payın kime kalacağını belirleyen" sözlerin hüküm sonucuna eklenmesi suretiyle miras paylarını gösterir biçimde hüküm kurulması gerektiği- Muris U.. G..'den önce öldüğü anlaşılan S.. U..'u öldürmek suçundan mahkumiyetine karar verilen S..U..'un oğlu G.. U..'un, Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/388 Esas, 2011/26 Karar sayılı kararı da dikkate alındığında mirasçılık sıfatını kaybettiğine işaret edilmeli ve paylarının kime veya kimlere kalacağının gösterilmesi gerektiği-
Talebin mirası ret hususu gözetilerek mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin olduğu- TMK'nın 611/1. maddesinde düzenlenen "Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer..." hükmü uyarınca mirası reddedenlerin miras paylarının diğer mirasçılara intikal şeklinin kararda gösterilmesi gerektiği-
Mirasçılık belgesi verilmesi davasının çekişmeli açıldığı gözetilerek asliye hukuk mahkemesinde karara bağlanmış ise de TMK'nun 598. maddesi ile HMK'nun 4-(1) ç maddesi hükmü uyarınca mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davaların sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerekeceği-
HMK'nın 27. maddesi gereğince; davanın taraflarının, müdahillerın ve yargılamanın diğer ilgililerin, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları; kanunun gösterdiği istisnalar dışında hakimin her iki tarafı davet etmedikçe hükmünü veremeyeceği;. mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davalarda da aynı kuralın geçerli olduğu; bu itibarla mahkemece duruşma günü tayin edilip davacı taraf duruşmaya davet edilerek delillerinin sorulması, gösterdiği takdirde delilleri usulünce toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda taraflarca hazırlama ilkesinin geçerli olup, hakimin tarafların talepleri ile bağlı olduğu; hakimin talepte bulunan tarafların iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü deliller ile yetinerek karar vermek zorunda olduğu;. çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re'sen araştırma prensibi egemen olduğu; hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararların kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararların değiştirilebileceği veya ortadan kaldırılabileceği-
Davanın, mirasçılık belgesinin iptali istemine ilişkin olduğu- .Mirasçılık belgesi verilmesi hususunun TMK'nun 598. maddesinde düzenlendiği, mirasçılık belgesinin, aksi ispat edilinceye kadar adına düzenlenmiş bulunan kişi ve kişilerin mirasçılığı lehine bir karine oluşturduğu, bu belgenin; muris mirasçıları arasındaki irs (soy) ilişkisini göstermesi yanında mirasın (terekenin) mirasçılara intikalini de sağlayıcı bir işleve sahip olduğu, bu nedenlerle; mirası reddeden (TMK m. 605/1) mirasçı veya mirasçılar varsa düzenlenecek mirasçılık belgesinde, mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler ile miras paylarının gösterilmesi ve mirası ret durumuna işaret edilmekle yetinilmemesi; mirası ret nedeniyle,mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin (kime kalacağının)'da gösterilmesi gerektiği- Bu bakımdan; verilen mirasçılık belgesinde yasal mirasçılar ile bunların miras paylarının gösterilmesi yerinde ise de; “mirası reddin hukuki sonuçlarının terekenin paylaştırılmasında dikkate alınmasına" şeklindeki kabulün hatalı olduğu- 4721 sayılı TMK'nun 611. maddesindeki "Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer" hükmü uyarınca; mirası reddedenlerin miras paylarının diğer mirasçılara intikal şeklinin kararda gösterilmesi gerektiği- Mahkemece, temyize konu kararda olduğu şekilde ret durumu yokmuş gibi yasal mirasçılar ve miras payları gösterildikten ve mirası reddeden mirasçılar işaret edildikten sonra; mirası reddeden mirasçılar gözönüne alındığında mahkemece yasal mirasçıların mirası ret durumu nedeniyle muris G... G..'in yasal mirasçısı sıfatını kaybetmiş olduklarına işaret edilmeli ve mirası reddedenlerin payının kime veya kimlere kalacağının gösterilmesi gerektiği-
Mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle açılan davaların çekişmesiz yargıya tabi olması nedeniyle bu tür davalarda re'sen araştırma prensibinin uygulanacağı, yetki belgesine istinaden açılan davada, murisin mirasçısı bulunup bulunmadığının ve miras paylarının ise mahkemece re'sen belirleneceği- 
Mirasçılık belgesi istenmesine ilişkin açılan davada, tereke murisin 3 çocuğu dikkate alınarak pay edilmiş ise de dosya içerisindeki nüfus kayıtlarından murisin bir oğlunun daha bulunduğu, 29.06.2008 tarihinde evli ve çocuklu olarak vefat ettiği anlaşıldığından mahkemece, bu mirasçı dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği-
Davacı Bulgaristan Devleti vatandaşlığına tabi olduğu, bu durumda, davanın resen araştırma prensibine tabi olduğu gözetilerek öncelikle mahkemece Adalet Bakanlığı'ndan miras bırakanın ölüm tarihi itibariyle davacının Türk Vatandaşı olmadığı gözönüne alınarak Bulgaristan ile Türkiye arasında hukuki ve fiili karşılıklılık olup olmadığının sorulması, mütekabiliyet şartları duraksamasız belirlendikten sonra, miras bırakanın ölüm tarihi itibariyle karşılıklılık olmadığı takdirde gayrimenkuller yönünden davacının mirasçı olamayacağının gözetilmesi gerektiği-