Veraset belgesinin değiştirilmesi veya daha önce verilen veraset belgesinin iptali davalarının sulh hukuk mahkemesinde görülemeyeceği, kaldı ki veraset belgesinin iptali davalarının hasımlı olarak açılması zorunlu bulunduğundan çekişmesiz yargı kapsamından çıkıp çekişmeli yargı mahiyetini aldığı, bu durum karşısında HMK. yürürlüğe girdikten sonra açılan bu dava bakımından HMK. mad.382/2-c 6. bend uyarınca asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu-
Davacı Bulgaristan Devleti vatandaşlığına tabi olduğu, bu durumda, davanın resen araştırma prensibine tabi olduğu gözetilerek öncelikle mahkemece Adalet Bakanlığı'ndan miras bırakanın ölüm tarihi itibariyle davacının Türk Vatandaşı olmadığı gözönüne alınarak Bulgaristan ile Türkiye arasında hukuki ve fiili karşılıklılık olup olmadığının sorulması, mütekabiliyet şartları duraksamasız belirlendikten sonra, miras bırakanın ölüm tarihi itibariyle karşılıklılık olmadığı takdirde gayrimenkuller yönünden davacının mirasçı olamayacağının gözetilmesi gerektiği-
Mahkemece vasiyetnameyi tanzim eden murisin nüfus kaydı doğru olarak tespit edildikten sonra isminin nüfus kayıtlarına uygun şekilde düzeltilmesi gerekirken noter tasdikli tercüme esas alınarak verilen asıl ve ek kararın bozulması gerektiği-
Mirasçılık belgesinin verilmesi davalarında kesin yetki kuralı geçerli olmayıp; be belgenin miras bırakanın yerleşim yeri ya da nüfusa kayıtlı olduğu yer gözetilmeksizin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindeki Adli Yargı Teşkilatı bulunan tüm adliyelerden her zaman alınabileceği ve aksi her zaman ispat edilebilecek; hasımsız belgelerden olduğu; mirasçılık belgesinin verilmesi davalarında kesin yetki kuralı olmayıp herhangi bir yetki itirazı olmadığı da gözetilerek, mahkemece delillerin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek davanın esası yönünden bir hüküm vermek gerekeceği-
Mirasçılık belgesi istenmesi üzerine açılan davada sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için miras bırakanın ve mirasçılarının nüfus kayıtları ile adreslerinin belirlenmesi, bu bilgilerin elde edilebilmesi için bütün imkanların kullanılması gerektiği, ayrıca murisin gaip olduğu davacılar tarafından iddia edildiğine göre, mahkemece davacılar vekiline gaiplik davası açabilmesi için yetki ve süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Hukukumuzda mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davaların kural olarak hasımsız olarak açılması ve çekişmesiz yargı yolu ile görülüp sonuçlandırılması gerekmekte ise de, hukuki yarar bulunması koşulu ile bu tür davaların uyuşmazlık çıkaran kişiler hasım gösterilmek suretiyle hasımlı olarak açılması ve çekişmeli yargı yolu ile görülüp sonuçlandırılmasının da mümkün bulunduğu-
Mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesinin talep edildiği davanın HMK'nın yürürlüğe girdiği tarihinden sonra açıldığı- Çekişmesiz  yargı  işlerinde  görevli mahkemenin, aksine  bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olduğu açıklandığı, öte yandan genel hüküm niteliğinde bulunan TMK. mad. 598/1 de veraset belgesinin sulh hukuk mahkemesince verilmesinin öngörüldüğü- Veraset belgesinin iptali davalarının hasımlı olarak açılması zorunlu bulunduğundan çekişmesiz yargı kapsamından çıkıp çekişmeli yargı mahiyeti aldığından, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu ve görev kamu düzenine ilişkin olduğundan ve mahkemece davanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerektiğinden mahkemece dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiği- 
Yabancı uyruklu miras bırakanların Türkiye’de bulunan taşınmazlarının intikalini sağlama amacıyla açılan mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davalarda hazinenin mutlaka taraf olacağına ve davanın hazine hasım gösterilerek açılacağına ilişkin olarak yasalarımızda zorlayıcı bir hüküm  de bulunmadığı- Mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle açılan davada, mirasbırakan Y.Z.'nin Yunan uyruklu olması ve Türkiye’de bulunan taşınmazının intikalinin yaptırılabilmesi amacıyla görülen davanın açılmış olması hazinenin davada taraf olmasını gerektirmediği gibi, dava açılmadan önce hazinenin davacının mirasçılık sıfatı konusunda herhangi bir uyuşmazlık da çıkarmadığı gözetildiğinde hasımlı dava açmakta davacının hukuki yararı bulunduğundan da söz edilemeyeceği- Uyuşmazlık çıkarmaması nedeniyle davada taraf olması gerekmediği halde aleyhine gereksiz yere dava açılan hazine hakkında kesin hüküm oluşmaması için öncelikle "Davalı hazine hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine" şeklinde bir hüküm verildikten sonra, davanın hasımsız olarak karara bağlanması ve istenilen mirasçılık belgesinin verilmesi gerektiği- 
Davacı ve davalı vekillerine dosyaya sundukları yabancı belgelerin, Yabancı Resmi Belgelerin Tasdikten Muaf Tutulmasına Dair Sözleşme doğrultusunda onaylı suretlerini dosyaya sunmaları için süre verilmesi ve dosyaya sunulan belgeler dayanak gösterilerek yabancı makamlardan murise ait nüfus kayıt bilgilerinin gönderilmesi için Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü aracılığıyla talimat yazılması, toplanacak deliller ışığında bir karar verilmesi gerekeceği-