Mirasçılık belgesinin iptali isteğiyle açılan davada, mahkemece dava kabul edildiğine göre yargılama giderlerinin davada haksız çıkan taraf olan davalıya yükletilmesi gerektiği-
Murisin ölümüyle mirasın çocukları arasında paylaştırılacağı, mirasçılardan M... S..'ın oğlu Ş... S...'ın ölmesi nedeniyle kendisine isabet eden payın çocukları Nisficihan, Hediye, K.iye ve K... S...'a gideceği mirasın buna göre paylaştırılması gerektiği- Mahkemece, bu konuda gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
TMK'nun 495 ile 501. maddelerinde yasal mirasçılar, izleyen maddelerde de mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufu sonucu oluşan mirasçılığın gösterildiği- (TMK m. 516, 520, 521, 522). Bu yasal düzenlemeler göz önünde bulundurularak TMK'nun 598. maddesine göre düzenlenen mirasçılık belgeleri aksi ispat edilinceye kadar geçerli olan, adına düzenlenmiş bulunan kişi ve kişilerin mirasçılığı lehine bir karine oluşturacağı- Bu belgenin; miras bırakanla mirasçıları arasındaki irs (soy) ilişkisini göstermesi yanında, mirasın (terekenin) mirasçılara intikalini de sağlayıcı bir işleve sahip olduğu- Tüm bu nedenlerle; mirastan feragat eden (TMK m. 528) mirasçı veya mirasçılar varsa, düzenlenecekmirasçılık belgesinde, mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler ile miras paylarının gösterilmesi ve mirastan feragat durumuna işaret edilmekle yetinilmemesi; mirastan feragat nedeniyle, mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin de (kime kalacağının) gösterilmesi gerektiği-
Kanunlarda ister hasımlı isterse hasımsız olarak açılsın mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davalarda duruşma yapılmaksızın, evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verilebileceğine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığından, duruşma yapılmaksızın karar verilemeyeceği-
Resmi kayıtlar iptal edilmedikçe geçerliliğini koruyacağından nikahsız eşe pay verilemeyeceği-
Mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle açılan davalarda re'sen araştırma prensibinin uygulanacağı, mirasçılar tarafından açılmış bu tür davalarda davacının sadece kendisinin mirasçı olduğu, başka bir deyişle kendisi ile muris arasındaki soybağını kanıtlamak zorunda olduğu, başka mirasçı bulunup bulunmadığının ve miras paylarının ise mahkemece re'sen belirleneceği kuşkusuz- TMK'nın 6. maddesinde düzenlendiği gibi, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguları ispatla yükümlü olduğu- Yine HMK'nın 190/1 maddesi gereğince ispat yükü kanunda özel bir düzenleme olmadıkça iddia edilen vakaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraf olduğu-
Mirasçılık belgesinin, mirasçıların miras bırakanla irs ilişkisini ve miras paylarını gösteren bir belge olduğu- Hukukumuzda mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davaların kural olarak hasımsız olarak açılması ve çekişmesiz yargı yolu ile görülüp sonuçlandırılması gerekmekte ise de, hukuki yarar bulunması koşulu ile bu tür davaların uyuşmazlık çıkaran kişiler hasım gösterilmek suretiyle hasımlı olarak açılması ve çekişmeli yargı yolu ile görülüp sonuçlandırılmasının da mümkün bulunduğu-
Mirasçılık belgesinin, mirasçıların murisle irs ilişkisini ve miras paylarını gösteren bir belge olduğu- Hukukumuzda mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davaların kural olarak hasımsız olarak açılması ve çekişmesiz yargı yolu ile görülüp sonuçlandırılması gerekmekte ise de hukuki yarar bulunması koşulu ile bu tür davaların uyuşmazlık çıkaran kişiler hasım gösterilmek suretiyle hasımlı olarak açılması ve çekişmeli yargı yolu ile görülüp sonuçlandırılmasının da mümkün bulunduğu-
Mirasçılık belgesinin iptaline ilişkin davada mahkemece vatandaşlıktan çıktığı iddia edilen yasal mirasçının hangi ülke vatandaşı olduğu tespit edilerek mensubu bulunduğu ülke ile murisin ölüm tarihi esas alınarak karşılıklılık mevcut olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Mirasın kayıtsız şartsız reddine ilişkin beyan, tutanakla tespit edilmiş olması koşuluyla sulh hakimine ulaştığı andan itibaren sonuç doğuracağı ve mirasın bu tarihten itibaren reddedilmiş sayılacağı- Reddeden mirasçının bu tarihten itibaren mirasçılık sıfatını yitireceği- Ret tarihinin, buna ilişkin beyanın sulh hakimine ulaştığı tarih olduğu- TMK'nın 617/1. maddesinin açık hükmü karşısında, ret tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında altı aylık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-