Tazminat davası bozma kararına uyularak-
Mahkemece tanık beyanları ile hesaplanan fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili ücret alacaklarında takdiri indirim yapılması yerindeyse de yapılan takdiri indirim hakkın özünü etkileyecek şekilde fazla olmaması gerekeceği-
Davacı dava dilekçesinde açıkça HMK 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası açtığını belirttiği halde, mahkemece hüküm altına alınan işçilik alacaklarına dava tarihi yerine dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hatalı olduğu-
Davacı avukatının cevap dilekçesi verilmeden ön inceleme aşamasında, mahkemenin ara kararına uygun olarak davasının belirsiz alacak davası olduğunu belirterek talep ettiği miktarları kısmen artırdığı ve harcını yatırdığı, davacının bu şekildeki talebinin ıslah olarak nitelendirilemeyeceği, davanın tahsil amaçlı belirsiz alacak davasına dönüştürülmesi talebi olduğu-
Dava konusu kıdem tazminatı ile yıllık izin alacağı istemi için HMK. m. 109/2 anlamında talep konusunun miktarının taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli olduğundan söz edilmesinin mümkün olmadığı, davanın 6100 sayılı HMK yasasının yürürlüğe girmesinden sonra açılmış olması nedeniyle, belirsiz alacak davası olarak kabul edilmesi gerekeceği-
HMK 107. maddesinin gerekçesine göre belirsiz alacak davasının, kısmen eda davasıyla birlikte külli tespit davası olarak da açılabilmesi imkan dahilinde olduğundan, belirsiz alacak davasında bir miktarın tahsili yanında, kalan tutarın tespitinin istenebileceği ve yargılama sırasında belirlendiğinde kalan miktarın da talep edilebileceği-
Davacı toplu iş sözleşmesi kapsamında çalışmakta olup, kıdem tazminatına esas giydirilmiş ücretinin toplu iş sözleşmesinde belirlenen sosyal yardımların ilavesiyle hesaplanacağı, kıdem tazminatına esas giydirilmiş ücretin hesabı bu yüzden davacı açısından başlangıçta belirlenebilecek bir alacak olmadığından, kıdem tazminatının belirsiz alacak davasına konu edilebileceği, mahkemece kıdem tazminatı talebinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Miktarı belli olan ya da belirlenebilmesi için gereken verilerin mevcut olduğu hallerde belirsiz alacak davasının açılamayacağı-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fark aylık ücret ve fark ikramiye alacaklarının belirlenebilir alacaklar olduğu, ayrıca taraflar arasında uyuşmazlık bulunmasının bu alacakları belirsiz alacak haline getirmeyeceği ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri-
Fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel ücreti alacaklarına yönelik talepler bakımından, alacak iddiasının tanık anlatımlarına dayanması sebebiyle, kabul ihtimalinde hesaba esas alınan süre ve alacağın miktarı nazara alınarak takdir edilecek uygun oranda indirim yapılması gerekliliği söz konusu olduğundan ve hakimin takdir yetkisine bağlı olarak yapılacak indirim oranı baştan belirli olmadığından, söz konusu alacakların belirsiz olduğu - Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacakları bakımından ise, davacı, çalışma süresini, kendisine en son ödenen aylık ücret miktarını, tazminat hesaplamasına esas alınacak aylık ücrete ek para veya parayla ölçülebilen sosyal menfaatleri, hak kazandığı izin süresini, çalışma süresi boyunca varsa kullanmadığı veya karşılığı ödenmeyen izin sürelerini belirleyebilecek durumda olduğundan, dava konusu kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının gerçekte belirlenebilir alacaklar olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri nazara alınarak, hukuki yarar yokluğundan anılan alacaklara yönelik taleplerin usulden reddine karar verilmesi gerektiği - davacının ayın iki haftasında fazla çalışma yapmadığı, geri kalan iki haftasında ise haftalık oniki saat fazla çalışma yaptığı esas alınarak hesaplama yapılacağı belirtilmiş olmasına rağmen, hesaplama tablosunda, söz konusu açıklamayla çelişkili olacak şekilde ayın tüm haftaları bakımından fazla çalışma ücretinin hesaplanmış olmasının bozmayı gerektirdiği -