Davacının zararının HMK 107/1.maddesi hükmüne göre tam ve kesin olarak belirlendiği bilirkişi raporu, 6100 sayılı HMK hükümleri gereğince davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu alacak talebini artırmasının mümkün olduğu, HMK 107/2.maddesi gereğince yapılacak bu artırımın, bir ıslah olmadığı gibi bu artırım nedeniyle zamanaşımının da söz konusu olmadığı-
İş hukukundan kaynaklanan alacaklar bakımından baştan belirli veya belirsiz alacak davası şeklinde belirleme yapmanın kural olarak doğru ve mümkün olmadığı, bu sebeple iş hukukunda da belirsiz alacak davasının açılabilmesinin, bu davanın açılması için gerekli şartların varlığına bağlı olduğu, eğer bu şartlar varsa, iş hukukunda da belirsiz alacak davasının açılabileceği, yoksa açılamayacağı-
Davanın reddine karar verilmesine rağmen, gerekçeli kararda hangi nedenler ile karar verildiğine ilişkin her hangi bir açıklama ve gerekçe bulunmadığı, oysaki mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması Anayasa hükmü olduğu gibi kararın HMK.nun 297. maddesinde yer alan hususları kapsamasının da zorunlu olduğundan incelenen mahkeme kararının bahsi geçen yasa hükümlerine aykırı olduğu anlaşılmakla, gerekçesiz bir şekilde ve usulün 297. maddesine aykırı olarak yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirdiği-
Uyuşmazlık konusu kıdem tazminatı alacağı bakımından, talep içeriğinden açıkça anlaşıldığı üzere, davacının çalışma süresini, en son ödenen ücreti, alması gerektiğini iddia ettiği aylık ücret miktarını belirleyebildiği, tazminat hesaplamasına esas alınacak aylık ücrete ek para veya parayla ölçülebilen sosyal menfaatleri de belirleyebilecek durumda olduğundan, dava konusu edilen alacağın gerçekte belirlenebilir alacak olması ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği anlaşılmakla, kıdem tazminatı alacağının hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddi gerekeceği-
Kıdem tazminatı alacağının ödetilmesine ilişkin davada, dava konusu edilen alacağın gerçekte belirlenebilir alacak olması ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği anlaşılmakla, kıdem tazminatı alacağının hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddi gerektiği-
Vardiya nöbet primi, ulusal bayram ve genel tatil, altıncı gün primi ile giyecek yardımı alacaklarının ödetilmesine ilişkin davada, yıllık izin ücreti alacağı bakımından, davacının, hak kazandığı izin süresini, çalışma süresi boyunca varsa kullanmadığı veya karşılığı ödenmediği izin sürelerini, kendisine bu alacak için işverence varsa yapılan ödemeleri ve alması gerektiğini iddia ettiği aylık ücret miktarını belirleyebilecek durumda olduğundan, söz konusu alacağın da belirsiz alacak olarak nitelendirilemeyeceğinden davanın hukuki yarar yokluğundan reddinin gerekeceği-
Kıdem tazminatı, fazla mesai, yıllık izin, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine ilişkin davada, dava konusu edilen alacakların gerçekte belirlenebilir alacak olmaları ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri anlaşılmakla, kıdem tazminatı alacağı yönünden de hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddi gerektiği-
Ücret, yıpranma prim farkı, kanuni ilave tediye farkı ile akdi ilave farkı ücret alacaklarının ödetilmesine ilişkin davada, dava konusu edilen alacakların gerçekte belirlenebilir alacak olmaları ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri anlaşılmakla, hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddi gerektiği-
Uyuşmazlık konusu yevmiye ve ikramiye farkı, yıpranma primi alacaklarını, davacı; sendikaya üye olduğu ve toplu iş sözleşmesinden yaralanabileceği tarihi, çalışma süresini, en son ödenen ücreti, toplu iş sözleşmesi gereği alması gerektiğini iddia ettiği aylık ücret miktarını, yan alacaklarını iş yerinde uygulanan toplu iş sözleşmesi hükümleri gereğince belirleyebilecek durumda olduğundan, talep edilen alacak kalemlerinin belirsiz alacak olmadığı-
Uyuşmazlık konusu yevmiye ve ikramiye farkı, yıpranma primi alacaklarını, davacı, sendikaya üye olduğu ve toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği tarihi, çalışma süresini, en son ödenen ücreti, toplu iş sözleşmesi gereği alması gerektiğini iddia ettiği aylık ücret miktarını, yan alacaklarını iş yerinde uygulanan toplu iş sözleşmesi hükümleri gereğince belirleyebilecek durumda olduğundan, talep edilen alacak kalemlerinin belirsiz alacak olmadığı-