Mahkemece, davacılara davada taraf olmayan tüm mirasçıların olurlarının alınması veya terekeye temsilci tayin ettirilmesi bakımından süre tanındığı, ne var ki ifa edilmemesi halinde ne gibi bir müeyyide bağlanacağının kendilerine ihtar edilmediği, dava, vekil aracılığı ile yürütülse dahi, anılan hususun ayrıca vekil bakımından da gözetilmesi gerekeceği, o halde, kurulan ara kararının, davanın karara çıkarıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı Yasa hükümleri uyarınca, yasaya uygun olduğunun söylenemeyeceği-
Davacının, davalı taşınmazların çap kayıtlarının iptalini istemiş, adına tescil veya taşınmazların terekeye döndürülmesini istemediği, bu durumda mahkemece yapılacak işin, iptal isteminin tescili kapsamadığı gözetilerek davacıya, ayrıca tescil davası açması için imkan tanımak ve dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlanmaktar ibaret olduğu, yani sadece iptal davasının kabulüne ve tapunun iptaline karar verilmesi, tapulu bir taşınmazın sicil dışı (kayıtsız) kalması sonucunu doğurur ki, böyle bir uygulamanın, devletin bütün taşınmazların hukuki ve geometrik durumlarını belirleyerek sicile bağlama yolunda benimsediği- dolu pafta sistemi- genel ilke ile bağdaşmayacağı-
Somut olayda ,elbirliği ( iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı ortakların bulunduğu, hal böyle olunca, davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması ya da miras şirketine M.K.nun 640. mad. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesinin gerekeceği-
Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekip, ortakların tümünün muvafakatı sağlanamazsa Türk Medeni Kanunu'nun 640.maddesi hükmü uyarınca miras bırakanın terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın davacıya miras bırakanından kaldığı, davacıdan başka mirasçıların bulunduğu belirlendiğine ve tereke elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi bulunduğuna göre, davada yer almayan diğer mirasçıların yöntemine uygun biçimde davet edilmeleri veya miras ortaklığına bir temsilci atanarak onun huzuru ile yargılamaya devam edilmesi, dava koşulu yerine getirildikten sonra uyuşmazlığın esasının incelenmesi, taşınmazın davacıya muristen ne şekilde intikal ettiğinin belirlenmesi, bu eksikliğin şahit ve bilirkişilerden sorularak tespiti gerektiği-
Diğer mirasçının davalı konumu ve davacının açtığı davanın reddini talep etmesi karşısında ortak temsilin mümkün olmadığı, MK'nun 640. maddesi gereği terekeye mümesil taini için davacıya imkan tanınarak, dava şartı olan bu hususun tamamlanmasından sonra Kooperatifler Yasası'nın 14. maddesi ve anasözleşme hükümleri değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmek gerekeceği-
Muris muvazaasına dayalı iptal- tescil istekli davalarda her bir mirasçının kendi payı oranında istekte bulunabileceği, bu durumda davacının payı dışındaki payların dava konusu olmadığı gözetildiğinde yargılama gideri ve vekalet ücretinden davacının sorumlu tutulma olanağının olmadığı-
Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi, ortakların tümünün muvafakatı sağlanamazsa Türk Medeni Kanunu'nun 640.maddesi hükmü uyarınca miras bırakanın terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilmesi gerekeceği-