Bir adet taşınmazın ortaklığının giderilmesine-
Türk Medeni Kanununun 28. maddesi uyarınca ölümle şahsiyetin son bulduğu gözetilerek mirasçılar adına tescile karar verilmesi gerekirken, ölü kişi adına tescil kararı verilmesinin isabetsiz olduğu-
Miras bırakanın mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla adına kayıtlı bir taşınmazı temlik etmesi durumunda, hakları muhtel olan mirasçıların kendi miras payları oranında iptal ve tescil isteminde bulunabilecekleri gibi tüm mirasçılar adına tescil isteğiyle de dava açabilecekleri, ancak, bu durumda yani terekeye iade istekli davalarda TMK'nın 701. ve 702. maddeleri uyarınca tüm mirasçıların davaya katılımının ya da olurlarının sağlanmasının veyahut aynı yasanın 640. maddesi gereğince terekeye temsilci atanmak suretiyle ve onun huzuruyla yargılamanın yürütülmesinin zorunlu olduğu-
Davaya katılmayan ortaklar G.ten, R., R. ve E.’in olurlarının alınması ya da miras şirketine T.M.K.’nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, T.M.K.’nun 28. maddesi uyarınca şahsiyetin ölümle son bulacağı gözetilmeksizin ölü kişi adına tescil kararı verilmiş olmasının da isabetsiz olduğu-
Bir adet taşınmazın ortaklığının giderilmesine-
Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi, ortakların tümünün muvafakatı sağlanamazsa Türk Medeni Kanunu'nun 640.maddesi hükmü uyarınca miras bırakanın terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilmesi gerekeceği-
Terekenin paylaşımına kadar, mirasçılar arasında bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana geldiği için davaya tüm mirasçıların devamının ya da muvafakatlerinin sağlanması gerekeceği, bu mümkün olmadığı takdirde tereke temsilcisi tayin ettirilerek, davanın onun katılımı ile sürdürülmesi gerekeceği-
Taşınmazın miras bırakanın terekesine dahil olduğu, TMK.nun 640/2 ve 702/2 maddelerine göre, mirasçıların terekeye elbirliği ile sahip olacakları ve bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf edecekleri, elbirliği mülkiyeti devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliği ile karar vermelerinin gerekeceği, dava açmak da tasarrufi bir işlem olduğuna göre, mirasçılardan birisinin terekeye dahil bir malın tapusunun iptaline ve kendi adına tescili isteğine ilişkin dava açması mümkün olmadığı gibi bu yönde bir davaya diğer mirasçıların oluru ile devam edilmesinin de mümkün olmadığı-
Tereke adına (Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca) temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği, tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisinin ortadan kalkacağı, bu tür davaların tereke temsilcisi tarafından takibinin ve sonuçlandırılmasının asıl olduğu, sıfatı kalmayan tereke iştirakçisinin davayı takip etmiş olmasının da sonuca etkili olmadığı-