Miras bırakanın 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı çerçevesinde iradesinin tartışmaya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması ve muvazaa ile illetli olduğunun anlaşılması halinde zamanaşımı hükümlerine tabi olmayacağı da gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacı, miras bırakanı O. Uçar ve diğer mirasçı adına senetsizden tespit edildiği bildirilen parsellere ait kadastro tutanaklarının tüm sayfalarının onaylı okunaklı suret ya da fotokopisinin Tapu Müdürlüğü’nden istenilmesinin, senetsiz edinim miktarlarının denetlenmesinin ve uyuşmazlık konusu taşınmaz bölümüyle birlikte 3402 sayılı Yasanın 14. maddesinde belirtilen miktar sınırının aşılıp aşılmadığının belirlenmesinin ve sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekip, ortakların tümünün muvafakatı sağlanamazsa Türk Medeni Kanunu'nun 640.maddesi hükmü uyarınca miras bırakanın terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilmesi gerekeceği-
Dava konusu 120 ada 19 nolu parselin kadastro tutanağının ilk sayfasında Kadastro Mahkemesi2nin 2007/131 Esasında davalı olduğu yazılı olmasına karşın bu taşınmazla ilgili kadastro yoluyla çap kaydı oluşturulması nedeniyle tereddütün hasıl olduğu, bu durumun resen araştırılarak davalı olduğunun tespit edilmesi halinde 3402 sayılı Yasa’nın 26 ve 27. maddeleri gereğince görevsizlik kararı verilmesinin düşünülmesinin gerekeceği-
Elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olduğu uyuşmazlıkta, dava dışı ortaklar bulunduğundan, davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine M.K.nun 640. mad. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği-
Temliki yapan ve hukuki ehliyetten yoksun olduğu iddia edilen F. Uysal’ın yargılama sırasında ölmesi üzerine, Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2007/700 esas, 2007/677 karar sayılı mirasçılık belgesinde yer alan mirasçıların davada yer aldığı, dava dışı mirasçı kalmadığı, bir başka deyişle TMK’nun 640. maddesi hükmü uyarınca “davaya iştirak”in sağlandığının anlaşıldığı-
Miras bırakanın terekesi elbirliği mülkiyetine tabi ise de, mirasçılar arasında paylı mülkiyet hükümlerinin uygulanması gerektiğinin ve esasen bankaya yatırılan paranın da bölünebilir nitelikte olduğu, ayrıca muris muvazaasına ilişkin 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İ.ları Birleştirme Kararının içeriği ve hükmü gereği pay oranında istekte bulunulabileceğinin gözden kaçırılmaması gerekeceği-
Miras bırakanın maliki olduğu taşınmazın; 1843/2400 payının gelini olan davalıya satış suretiyle temlikinin muvazaalı ve mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğu saptanmak ve diğer davalıya ölünceye kadar bakma akdi ile temlik edilen 557/2400 pay yönünden ise iddianın kanıtlanamadığı gözetilmek suretiyle işin esası bakımından yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığı-
Davacının, davalı taşınmazların çap kayıtlarının iptalini istemiş, adına tescil veya taşınmazların terekeye döndürülmesini istemediği, bu durumda mahkemece yapılacak işin, iptal isteminin tescili kapsamadığı gözetilerek davacıya, ayrıca tescil davası açması için imkan tanımak ve dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlanmaktar ibaret olduğu, yani sadece iptal davasının kabulüne ve tapunun iptaline karar verilmesi, tapulu bir taşınmazın sicil dışı (kayıtsız) kalması sonucunu doğurur ki, böyle bir uygulamanın, devletin bütün taşınmazların hukuki ve geometrik durumlarını belirleyerek sicile bağlama yolunda benimsediği- dolu pafta sistemi- genel ilke ile bağdaşmayacağı-