Vasinin sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevi ile ilgili yasal hükümlerin mümessile yapılan itirazın ya da kaçınma sebeplerinin incelenmesinde de gözetilmesi zorunlu olup vesayet makamının itirazı ret etmesi halinde itirazı denetim makamının incelemesi gerekeceği-
Önalım davasını tereke mümessili takip ettiğinden davacı artık sadece davayı açan mirasçılar değil mirasçıların tümü olup, iptal edilen payın da tereke adına, diğer bir ifadeyle tüm mirasçılar adına tescilinin zorunlu olduğu-
Mirasçılardan her birinin, hakkını korumak için tek başına dava açabileceği-
Miras şirketine temsilci atanmasına ilişkin karar; tüm mirasçıların hukukunu etkileyeceğinden, davaya mirasçıların tamamının katılımının sağlanmasıyla taraf teşkil edilebileceğinden, taraf teşkil edilmeden alınan kararın bozma gerektireceği-
Senedin keşidecisinin vefat etmesi halinde bu senetten dolayı borçlu olunmadığının tespiti isteminin, iştirak halinde mülkiyet hükümlerine göre mirasçıların tamamı tarafından birlikte açılması ya da miras şirketine mümessil tayin edilerek davanın görülmesi gerektiği-
Miras payının devri elbirliği mülkiyetini sona erdirmeyeceğinden taşınmaz elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olmaya devam eder; bu durumda tescil davasının miras payını devralan mirasçı ile miras payları üzerinde kalan mirasçılar tarafından birlikte açılması veya açılmış davaya diğer mirasçıların katılması ya da miras ortaklığına temsilci tayini gerekeceği-
Vesayet makamının (sulh mahkemesi) kararına karşı, denetim makamına (asliye mahkemesi) itiraz edilebileceği-
Kesinleşen kadastroya karşı kadastro öncesi sebeplere dayanılarak ancak 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davacıların daha önce açtıkları ve HUMK'nın 409/5. maddesi uyarınca "açılmamış sayılmasına" karar verilen davanın, hak düşürücü süreye bir etkisi olmadığı-
Kamulaştırmasız el koyma nedeni ile tazminata konu olan taşınmaz her ne kadar iştirak halinde mülkiyete konu ve bu tür mülkiyette ortakların birlikte katılımı dava açma ve sürdürebilme şartı ise de, dava dışı birtakım paydaşlarla aynı mülkiyetin kendilerine düşen payları ile ilişkin davalar görülüp kesinleşmiş, bir kısmı ile süren davada derdest olduğundan, sonuç olarak davacı dışında dava açmayan ortak bulunmadığından, bu davada yer almayan öteki paydaşların oluru alınmadan davacının açtığı davanın dinlenmesi gerekeceği-