Ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa Türk Medeni Kanunu’nun 640. Maddesi uyarınca miras bırakanın terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verileceği-
Tereke adına, bir kısım mirasçılar tarafından açılan davanın yürütülmesi mümkün olmadığından, terekeye temsilci tayin edilmesi gerekeceği-
Terekeye temsilci atanması davası ile ilgili tapu iptali tescil davası takip edilmediğinden, davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm tesisi gerekeceği-
Davacının dayandığı pay elbirliği halinde mülkiyete konu olduğundan, tüm mirasçıların birlikte dava açması ya da birinin açtığı davaya diğerlerinin de katılması ya da muvafakat etmesi, mümkün olmadığı takdirde terekeye bir mümessil tayin edilerek davaya mümessil huzuruyla bakılması gerekeceği-
Olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptali ve tescil talebiyle mirasçılardan biri tarafından açılan davada diğer mirasçıların olurunun alınmasının veya miras şirketine temsilci atanarak taraf teşkili sağlanmasının gerekeceği-
Mirasçıların tamamı ve davalının da davada taraf olduklarına göre miras şirketine temsilci atanmasına lüzum bulunmadığı-
Miras ortaklığına atanan temsilcinin şahsına itiraz veya kaçınma nedenine itirazın inceleme yeri vesayet makamına ona da itiraz halinde denetim makamına ait olduğu-
Keşiflerde dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar davacı tarafın zilyetliğinin 40-50 yıl olduğunu ifade ettiklerine, keşif tarihi itibariyle bu tarihin 1957-1967 yıllarına tekabül etmesine, bu tarihten 25.5.1976 intikal tarihine kadar kazanma için gereken 20 yıllık iktisap süresi dolmadığına göre taşınmazın bu maddeye göre kazanılmasının mümkün olmadığı-
Davacılar vekilinin dosyaya sunduğu aynı yerde bulunan davanın kabulüne ilişkin hükümlerin içeriğine göre tes­cil konusu taşınmazların mer'a olmadığı ve kazanılmaya elverişli yerlerden olduğu belirlendiğinden dosyaya sunu­lan emsal hükümler tescil konusu taşınmaz bakımından güçlü delil niteliğinde olup, paftaya göre aynı yerde bulu­nan taşınmazların mera olmadığı özel mülkiyet şeklinde kazanılmaya elverişli ve tescile tabi yerlerden olduğu-
Bir mirasçının elbirliği mülkiyetine tabi taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi olmayıp, tek başına açılan davanın daha sonra değiştirilerek tüm mirasçılar adına yürütülmesi ve aynı dava içerisinde mirasçılar adına tescil istenemeyeceği gibi, diğer mirasçılarında katılması suretiyle davanın sonuçlandırılması mümkün olmayacağından, mahkemece işin esasına girmeksizin davanın usulden reddi gerekeceği-