Tüzel Kişilerin malvarlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilecek olup, şu halde, açıklanan yasal hükümler gereğince, mirasbırakanın, ortağı olduğu Limited Şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan borcundan, şirket ortağı olarak “koyduğu sermaye hissesi oranında” doğrudan doğruya sorumluğu söz konusu olacağı-
Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu göstereceği-
Sulh hakiminin görevinin; reddin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanunu'nun 609. maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibaret olduğu ve 6100 sayılı HMK'nun 382 . maddesi gereğince mirasın reddi beyanının tespiti ve tescili talebini içeren davalarda sulh hukuk mahkemeleri görevli bulunduğu-
Mirasın hükmen reddi davaları tespit davası niteliğinde olup maktu harç ve maktu vekalet ücretine tabi olması gerekeceği-
Mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle tüm taşınır ve taşınmaz mallarının ilgili yerlerden (Bankalar, Vergi Daireleri, Belediyeler, Tapu Müdürlükleri, Trafik Tescil Şube Müdürlüğü vb. yerlerden) sorularak belirlenmesi, zabıta marifetiyle araştırma yapılması, mirasın hükmen reddine engel teşkil eden TMK'nun 610/2.maddesinde sözü edilen tereke mallarının mirasçılara intikal yapılıp yapılmadığının araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden sonra açılacak terekenin borca batık olduğunun tespitine ilişkin davalarda davanın değeri ne olursa olsun Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması gerekeceği-
Davacı mirasçı anılan taşınmazda ½ hisse sahibi olup, taşınmazda 1/2 pay sahibi olan mirasbırakanın ölümünden sonra ve kısa bir süre murisin hissesine isabet eden kira parasını almasının davaya konu borç miktarı da gözetildiğinde terekeyi benimseme ve kabullenme (tesahup) anlamına gelmeyeceği-
Mirasçılar, mirası reddederken, kendilerinden sonra gelen miraşçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce istemiş olduklarından reddin, Sulh hakimi tarafından sonra gelen mirasçılara bildirileceği, bunlar bir ay içinde mirası kabul etmezlerse, reddetmiş sayılıcakları-