Paydaşın açtığı elatmanın önlenmesi davasının, mülkiyet hakkından kaynaklanan ayni hakkına değer verilmek suretiyle elatmanın önlenmesi isteğinin pay oranında değil, mutlak olarak, taşınmazın tümü yönünden kabul edilmesinin zorunlu olduğu- Mülkiyet hakkına itibar edilerek, davacı paydaşların diğer dava dışı paydaşları da temsil edebileceği gözetilerek mutlak el atmanın önlenmesine ve davacı tarafından ödenecek bedel şartına bağlı olmaksızın yıkıma karar verilmesi gerekeceği-
Davalının mülkiyet iddiasının dava dışı taşınmaza ilişkin olduğu ve 21/06/1994 tarih, 13/24 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gözetilerek davacı paydaşın açtığı elatmanın önlenmesi davasının, mülkiyet hakkından kaynaklanan ayni hakkına üstünlük tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesi isteğinin taşınmazın tümü yönünden kabul edilmesi zorunlu olduğundan, her ne kadar dava konusu 27 parsel ve dava dışı 26 parsel sayılı taşınmazlar tevhid edilmeksizin üzerine tek bir bina yapılarak müşterek bir durum yaratılmışsa da kayden taşınmazlar birbirinden bağımsız olup, dosyada mevcut bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere davalının kullanmakta olduğu dairenin 27 parsel sınırları içinde kaldığı gözetilerek, davacının mülkiyet hakkına üstünlük tanınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Çekişmeli bölümde davalının kayda dayalı bir hakkı bulunmadığından, mahkemece, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 693/son Maddesi gözetilerek elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı- Davalı taşınmazı muvafakata dayalı olarak kullanmakta iken 31/03/2011 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile muvafakatin geri alındığı, dolayısıyla davalı ihtarnamenin tebliğinden itibaren kötüniyetli duruma geldiğinden, ihtarnamenin tebliği ile dava tarihi arasındaki dönem için belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekeceği-
Paylı mülkiyet üzere kayıtlı olan taşınmazda her bir paydaşın taşınmaza el atmanın önlenmesi davası açabileceği- E.tmanın önlenmesi istekli davaların doğrudan bu eylemi gerçekleştiren kişi ya da kişiler aleyhine açılabileceği, davalı sıfatı yükleneceklerin komşu parsellerden birinin kayıt maliki olmalarının aranmayacağı- 
El atmanın önlenmesi istekli davaların doğrudan bu eylemi gerçekleştiren kişi ya da kişiler aleyhine açılabileceği ve davalı sıfatı yükleneceklerin komşu parsellerden birinin kayıt maliki olmalarının aranmayacağı-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi istemine ilişkin açılan davada, mahkemece tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda hükme yeterli araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı olmadığı ve çelişkili raporlardan birisine itibar edilerek sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu- 
TMK. mad. 693/3'e göre paydaşlardan her biri, bölünemeyen ortak menfaatlerin konunmasını diğer paydaşları temsilen sağlayabileceği- Dava konusu parsellerde yapılmakta olduğu anlaşılan imar çalışmalarının hangi aşamada olduğunun araştırılması, sonuçlanmamış ise imar uygulamasının sonucunun beklenmesi, ondan sonra hasıl olacak duruma göre bir karar verilmesi gerektiği- 
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin açılandavada, iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, HMK. mad. 120 ve Harçlar Kanunu mad. 16 uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin değeri olacağı- Harçlar Kanunu, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı- Davada ileri sürülen el atmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan taşınmazların tamamının değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerektiği- 
Davacının paydaş olduğu taşınmazdaki dairenin davalı tarafından haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kullanıldığı saptanarak davanın kabul edilmiş olmasının doğru olduğu, her ne kadar davalının 3. kişi olduğu gözetilerek mutlak elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirse de temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmadığı gibi TMK'nun 693/son maddesi uyarınca paydaşlardan her biri bölünemeyen ortak menfaatlerin korunmasını diğer paydaşları temsilen sağlayabileceğinden, davalının temyiz itirazının yerinde olmadığı-
Hakimin, paydaşlık ilişkisinin devamında fayda ve zorunluluk olan hallerde, paydaşların sicilden kaynaklanan haklarını ihlal etmeksizin, diğer paydaşların hakları ile bağdaştığı ölçüde, somut olayın özelliğini, taşınmazın konumunu, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, tarafların ihtiyaç ve gerçeklerini gözetmek suretiyle paylı malın kullanılmasının zaman veya yer itibariyle paydaşlar arasında ne şekilde bölünebileceğini saptayıp buna göre karar vermesi gerektiği-