HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU > - Dava Çeşitleri, Dava Şartları ve İlk İtirazlar > - Dava Şartları ve İlk İtirazlar > - Dava Şartları > Madde 114 - Dava şartları
Elinde ihtiyati tahakkuk yapma imkanı bulunan ve gerektiğinde tasarrufun iptali veya "tüzel kişilik perdesinin kaldırılması" olarak adlandırılan davaları açabilecek olan davacı idarenin, davalıların, davalı şirket ortağı olduklarının tespitini isteme ve tedbir talepleri yönünden hukukî yararın bulunmadığı-
Derdestliğin; dava açılmasının usul hukuku bakımından ortaya çıkardığı sonuçlardan biri olduğu, aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce bir dava açılmış ve bu dava görülmekte ise, aynı konunun yeni bir dava konusu yapılmasının mümkün olmadığı, çünkü, aynı konuda iki dava açılmasında davacının korunmaya layık bir menfaatinin olmadığı-
Dava konusu kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacakları bakımından davacının; çalışma süresini, kendisine en son ödenen aylık ücret miktarını, tazminat hesaplamasına esas alınacak aylık ücrete ek para veya parayla ölçülebilen sosyal menfaatleri, hak kazandığı izin süresini, çalışma süresi boyunca varsa kullanmadığı veya karşılığı ödenmeyen izin sürelerini belirleyebilecek durumda olduğu, bu halde, dava konusu kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacaklarının gerçekte belirlenebilir alacaklar olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri nazara alındığında, bu alacaklar bakımından hukuki yararın bulunmadığı-
Uyuşmazlık konusu vardiya tazminat alacağı bakımından ise davacının; sendikaya üye olduğu ve toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği tarihi, çalışma süresini, ödenen çıplak ücreti, toplu iş sözleşmesi gereği alması gerektiğini iddia ettiği aylık vardiya tazminatı miktarını işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesi hükümleri gereğince belirleyebilecek durumda olduğu, bu halde talep edilen bu alacak kalemlerinin belirsiz alacak olmadığı, dava konusu edilen bu alacakların gerçekte belirlenebilir alacak olmaları ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri anlaşılmakla toplu iş sözleşmesinden kaynaklı vardiya tazminatı alacağı ile kıdem ve ihbar tazminatı alacakları yönünden hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddi gerekeceği-
Ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı bakımından davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; mahkemece hüküm yerinde bu alacağın net mi yoksa brüt mü olduğunun belirtilmemesi ve davada tek davalı bulunmasına karşın hüküm yerinde infazda tereddüt yaratacak şekilde ''davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil''e yönelik hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Kıdem ve ihbar tazminatı alacakları bakımından davacının, çalışma süresini, kendisine en son ödenen aylık ücret miktarını, tazminat hesaplamasına esas alınacak aylık ücrete ek para veya parayla ölçülebilen sosyal menfaatleri belirleyebilecek durumda olduğu, bu halde, dava konusu kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının gerçekte belirlenebilir alacaklar olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği nazara alınarak, hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddi gerekeceği-