Davacının kira sözleşmesi hükümlerine göre eda davası açarak dava konusu muhdesatlara ilişkin uyuşmazlığı çözmesi gerekirken, eda davası yerine tespit davası açmasında hukuki yararının bulunmadığı, dava konusu taşınmaz hakkında açılan ortaklığın giderilmesi davasında taraflara muhdesat aidiyetinin tespiti hakkında dava açmak için süre verilmiş olmasının da bu sonucu değiştirmeyeceği-
İddiada ileri sürülen maddi olgulara ve hukuki nitelendirmeye göre, muhdesatın tespiti davalarının paylı mülkiyet ya da elbirliği mülkiyet hükmüne tabi taşınmazlarda, tapu paydaşları arasında hukuki yararın bulunması durumunda görülen bir dava olduğu, malik olmayan davacının, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunması mümkün iken, muhdesatın tespiti davasını açmasında hukuki yarar bulunmadığından, davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları dışındaki talepler bakımından, davanın belirsiz alacak davası açılamayacağı kabul edilerek hukuki yarar yokluğundan usulden ret kararı verildiği, ne var ki, davacı vekili, delilleri arasında, emsal işçi ücret ve mali haklarının belirlenmesi noktasında davalı kayıtlarına dayanmış olup, talebin haklı görülmesi ihtimalinde, emsal işçiye ödenen ücret ve sağlanan hakların tespit edilerek işçilik alacaklarının miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesinin, karşı tarafın elinde bulunan bilgi ve belgelerin sunulmasıyla mümkün hale gelebileceği, bu sebeple, mahkemece usulden ret kararı verilen alacaklar yönünden de, davanın belirsiz alacak davası türünde açılması mümkün olup, hukuki yararın olduğu-
Davalı Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu ile diğer davalı Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu iddia edilerek, davalı Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu bünyesinde aynı görev ve kıdemde çalışan emsal işçilere ödenen ücretin davacıya da ödenmesi gerektiği ve sağlanan diğer tüm mali haklardan davacının da yararlanması gerektiği istemine ilişkin davada, mahkemece, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları dışındaki talepler bakımından, davanın belirsiz alacak davası açılamayacağı kabul edilerek hukuki yarar yokluğundan usulden ret kararı verildiği, ne var ki, davacı vekili, delilleri arasında, emsal işçi ücret ve mali haklarının belirlenmesi noktasında davalı kayıtlarına dayanmış olup, talebin haklı görülmesi ihtimalinde, emsal işçiye ödenen ücret ve sağlanan hakların tespit edilerek işçilik alacaklarının miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesinin, karşı tarafın elinde bulunan bilgi ve belgelerin sunulmasıyla mümkün hale gelebileceği, bu sebeple, mahkemece usulden ret kararı verilen alacaklar yönünden de, davanın belirsiz alacak davası türünde açılması mümkün olup, hukuki yararın olduğu, söz konusu alacaklar bakımından da, işin esasına girilmesi gerekirken, usulden ret kararı verilmesinin usule ve kanuna aykırı olduğu-
Mahkemece, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları dışındaki talepler bakımından, davanın belirsiz alacak davası açılamayacağı kabul edilerek hukuki yarar yokluğundan usulden ret kararı verildiği, ne var ki, davacı vekili, delilleri arasında, emsal işçi ücret ve mali haklarının belirlenmesi noktasında davalı kayıtlarına dayanmış olup, talebin haklı görülmesi ihtimalinde, emsal işçiye ödenen ücret ve sağlanan hakların tespit edilerek işçilik alacaklarının miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesi, karşı tarafın elinde bulunan bilgi ve belgelerin sunulmasıyla mümkün hale gelebileceğinden, mahkemece usulden ret kararı verilen alacaklar yönünden de, davanın belirsiz alacak davası türünde açılması mümkün olup, hukuki yararın olduğu-
Vakıf Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışan davacı Devlet Üniversitelerinde olduğu gibi idari sözleşme ile çalıştığından, uyuşmazlıkta idari yargının görevli olduğu-
Yeşil kart sigorta poliçesi kapsamında ödenen tazminatın, davalı sigortalıdan rücuen tahsili istemi- Sürücünün alkollü olmasının, tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmeyeceği, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığını sigortacının ispat etmesi gerektiği- Davacı sigortacının rücu hakkının doğumu için, kazanın münhasıran alkol etkisinde meydana geldiğinin, uzman bilirkişi heyetinden alınacak raporla saptanması gerektiği- Rücuya konu edilen zararın teminat dışı kaldığını ispat yükünün davacı sigortacıda olduğu ve bu hususun somut biçimde ispat edilememesi halinde rücu hakkının doğmayacağını kabulün zorunlu olduğu da gözönünde bulundurularak; kazanın meydana gelmesine etki edebilecek hava- yol- trafik durumuna ilişkin tespit sağlayacak eksik kalan delillerin toplanması ile İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü gibi kuruluşlardan seçilecek iki trafik uzmanı ve bir nörolog bilirkişiden oluşan bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamı dikkate alınmak suretiyle, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka unsurların da kazada etkili olup olmadığının tespiti gerektiği-
Kooperatif ile ortağı arasındaki davalar ticari dava olup ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, kıdem ve ihbar tazminatı hesabının çıplak bordrodaki ücret üzerinden yapıldığının görüldüğü, bu husus da dikkate alındığında; kıdem ve ihbar tazminatları bakımından davacının, çalışma süresini, kendisine en son ödenen aylık ücret miktarını, ve kendisine tanınması gereken ihbar öneli süresini belirleyebilecek durumda olduğu, bu halde, dava konusu kıdem ve ihbar tazminatlarının gerçekte belirlenebilir alacaklar olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği nazara alınarak, davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-