Takip talebinde olmayıp ödeme emrinde yer alan "borcunuzu hemen öderseniz" başlığı ve altında yapılan hesaplamanın ödeme emrinden çıkarılmasına karar verilmesi gerektiği-
Borçlu şirket vekili, "çek üzerindeki imzanın (ciranta imzasının) borçlu şirket yetkilisine ait olmadığını" ileri sürerek, imza incelemesine esas olacak imza örneklerinin bulundukları resmi mercileri de bildirmiş olduğundan, mahkemece, öncelikle borçlunun belirttiği karşılaştırma yapmaya elverişli imzaların ilgili yerlerden getirtilerek, usulünce bilirkişi incelemesi yaptırılması, bilirkişi tarafından borçlunun bildirmiş olduğu imza örneklerinin rapor tanzimine yeterli görülmediğinin belirtilmesi durumunda ise borçluya İİK. mad. 68a/5 uyarınca meşruhatlı davetiye tebliğ edilerek, geldiğinde, imza ve yazı örnekleri alınıp bilirkişi incelemesi yaptırılmak sureti ile sonuca gidilmesi gerekirken, mahkemece bu usule uyulmadan doğrudan borçlu şirket yetkilisine meşruhatlı davetiye gönderilerek gelmediğinden bahisle istemin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Ödeme emrinin, İİK'nun 60. maddesi ve İcra ve İflâs Kanunu Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi zorunlu olup, anılan hükümlere aykırı olarak ödeme emrine herhangi bir ibarenin eklenmesi mümkün olmadığından, mahkemece, matbu olarak düzenlenmesi gereken ödeme emrine eklenen "..."borcunuzu itiraz süresi içerisinde öderseniz takip toplam...TL ödemeniz gerekmektedir"... kısmının ödeme emrinden çıkartılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Takibe süresi içinde itiraz edilmemişse alacaklının haciz isteme yetkisini kullanabileceği- Kendisine bir dilekçe sunulan icra memurunun, bu dilekçeyi havale ederek icra dosyasına koyması ve icra tutanağına da bu durumu kaydetmesi gerektiği- Şikâyetçi-borçlu belediyenin ödeme emrinin tebliği üzerine yasal yedi günlük süre dolmadan, itiraz dilekçesini icra dairesine havale ettirmek suretiyle teslim etmek ve dilekçenin dosyaya konulduğu hususunda icra tutanağının düzenlenmesini istemesi gerektiği-D.çenin havale ettirildiği tarih ile dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarih yasal yedi günlük süreden sonra olduğundan, bu haliyle süresinde yapılmayan itirazın geçersiz olduğu ve icra dairesince takibin kesinleştirilmesinde ve haciz işleminin yapılmasında yasaya aykırı yön bulunmadığı-Şikâyetçi-borçlu Belediye Başkanlığının taraf olduğu takibe ilişkin belgeleri zimmet defteriyle teslim etmesinin mümkün olmadığı- İcra dairesince belediyelerden istenen çeşitli kayıtların, taşınmaza ait imar durumlarının, vb. zimmet defteri ile teslimi mümkün ise de, Belediyenin taraf olduğu dosyaya ilişkin itiraz dilekçesinin bu usulle icra dairesine sunulmuş olmasının, işlemin (itirazın) usulüne uygun olduğunu göstermeyeceği- Ödeme emrine itiraz tarihinin belirlenmesinde zimmet defterindeki teslim tarihinin esas alınamayacağı-
Yetkili icra dairesinden borçluya gönderilen ödeme emrinin, borçluya yeniden itiraz ve şikayet hakkı vereceği-
Borçlunun mal beyanında bildirmiş olduğu malların haczedilmezlik iddiasından feragat etmiş olmayacağı- Borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazlara, tapuda haciz şerhinin işlendiği, borçluya İİK'nun 103. maddesine ilişkin davetiye tebliğ edilmediği, borçlunun hacizlerden haberdar olduğunu beyan ettiği anlaşılmakla, bu tarihte yapılan meskeniyet şikayetinin süresinde olduğunun kabulü gerektiği- Borçlunun şikayete konu hacizlere muttali olduğu kabul edilen mal beyanı dilekçesinin dosyaya sunulduğu ancak şikayete konu icra dosyasından herhangi bir bilgi alınmadığı anlaşıldığından, bu mal beyanı dilekçesi ile borçlunun şikayete konu haczi öğrendiğinin kabul edilemeyeceği-
Tebliğ şerhinde yazılı olan "muhatabın çarşıya gittiği" beyanını veren ve haber verilen komşunun açık kimliğinin ne olduğunun tebliğ mazbatasında açıklanmadığı görüldüğünden, bu haliyle tebliğ işleminin, usulüne uygun yapılmadığı- Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabın tebliğ işleminden haberdar olması halinde, geçerli sayılacağı ve şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği- Takibe dayanak belgenin takip talebi ile birlikte icra dairesine ibraz edilmediği ve borçluya sadece ödeme emri gönderilip, takip dayanağı belgenin eklenmediği anlaşıldığından, ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Borçlu şirket tarafından çekteki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı iddiası ile itirazda bulunulması üzerine, borçlunun belirttiği karşılaştırma yapmaya elverişli imzaların ilgili yerlerden getirtilerek, usulünce bilirkişi incelemesi yaptırılması, bilirkişi tarafından borçlunun bildirmiş olduğu imza örneklerinin rapor tanzimine yeterli görülmediğinin belirtilmesi durumunda ise, borçluya İİK. mad. 68/a-5 uyarınca meşruhatlı davetiye tebliğ edilerek, geldiğinde, imza ve yazı örnekleri alınıp bilirkişi incelemesi yaptırılmak sureti ile sonuca gidilmesi gerekirken, icra mahkemesince, "şirketin yetkililerinin bilinen son adresine İİK'nun 68/a maddesi uyarınca meşruhatlı tebligat yapıldığı halde, adı geçenin mazeret bildirmeksizin duruşmaya gelmemesi üzerine İİK. mad. 68/a-5 gereğince başka bir inceleme yapılmaksızın istemin reddine karar verilmesinin" isabetsiz olduğu-
Borçlu, "senet üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını" alacaklı ise; "borçlunun imza incelemesine esas olacak imza örneklerinin bulunduğu resmi ve özel mercileri" beyan etmiş ve bunun üzerine, mahkemece, borçluya ait mukayeseye esas imzaların bulunduğu belgeler celbedilmiş olduğundan, öncelikle, ilgili yerlerden getirtilen ve dosya kapsamına bulunan borçluya ait karşılaştırma yapmaya elverişli imzaların esas alınması suretiyle usulünce bilirkişi incelemesi yaptırılması, bilirkişi tarafından dosyaya celbedilen imza örneklerinin rapor tanzimine yeterli görülmediğinin belirtilmesi durumunda ise, borçluya İİK. mad. 68a/5 uyarınca meşruhatlı davetiye tebliğ edilerek, geldiğinde, imza ve yazı örnekleri alınıp bilirkişi incelemesi yaptırılmak sureti ile sonuca gidilmesi gerekirken, mahkemece bu usule uyulmadan doğrudan borçluya meşruhatlı davetiye gönderilerek gelmediğinden bahisle istemin reddi isabetsiz olduğu-
İcra emrinde yabancı paranın harca esas değer olarak Türk Lirası karşılığı gösterilmediğinden icra emrinin iptaline karar verilmesi gerektiği-