Takip yapılan ve ödeme emri gönderilen borçlu şirket ile itiraz dilekçesini sunan şirket iki farklı tüzel kişilik olduğundan, üçüncü kişi vekilinin yaptığı itirazın borçlu yönünden hukukî sonuç doğurmayacağı- Borçlu şirket ile itiraz dilekçesini sunan üçüncü kişi şirketin vekillerinin aynı olmasının da itiraz dilekçesine geçerlilik kazandırmayacağı, icra dairesince takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği-
Ödeme emrinde alacaklı vekilinin adresi bulunmasa da takip talepnamesinde alacaklı vekilinin açık adresinin mevcut olduğu ve bu suretle icra dosyası içeriğinden alacaklı vekilinin açık adresini öğrenme imkanı bulunan borçlunun çıkarlarının zarara uğramayacağı- Alacaklının takip talepnamesinde adresinin bulunmaması, bu eksikliğin icra müdürlüğünce her zaman tamamlattırılması mümkün bulunduğundan ödeme emrinin iptali için gerekçe yapılamayacağından anılan nedene dayalı olarak ödeme emrinin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Ödeme emrinde borcun ödeneceği banka hesap numarasının yazılmamış olması her zaman giderilebilir nitelikte bir eksiklik olduğundan, bu nedenle ödeme emrinin iptaline karar verilemeyeceği-
Ödeme emrinin takip talebine aykırı düzenlenmesi halinde, borçlu yönünden geçerli bir ödeme emrinin varlığından söz edilemeyeceği- Bu halde, mahkemece, borçlu yönünden ödeme emrinin iptali ile takip talebine uygun olarak ödeme emri düzenlenerek yeniden tebliğe çıkarılmasına karar verilmesi gerektiği-
Kesinleşen (önceki) Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile iktisadi işletme tarafından yapılan borca itirazın şikayetçi borçlu Dernek adına yapıldığı ve geçerli olduğu kabul edildiğinden, daha sonra borçlunun ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve yapılan itirazın geçerli sayılmasına yönelik şikayette hukuki yararının bulunmadığı- Aynı takipte, borçlu adına yapılmış iki ayrı geçerli itiraz olduğunun kabul edilemeyeceği-
492 s. Harçlar Kanunu'na göre; ödeme, ödeme ve icra emrinin tebliğinden sonra, fakat hacizden önce yapılmışsa; ödenen paralardan %4,55 tahsil harcı alındığı, bu durumda; ödemenin, ödeme emrinin tebliğinden sonra fakat hacizden önce yapıldığı dikkate alınarak, borçludan takip safhasına göre, %4,55 oranında tahsil harcı alınması gerekirken, %9,10 oranında tahsil harcı alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
İcra takibinin kesinleşmesinden önceki dönemde, mirasın reddedilmiş olduğu hususu maddi hukuka dayalı bir borca itiraz sebebi olup; olayda borçlu tarafından, takibin kesinleşmesinden önce, TMK'nın 606. maddesine göre alınan mirasın kayıtsız şartsız reddedildiğine ilişkin sulh hukuk mahkemesi kararını, ödeme emri tebliğinden itibaren, yasal yedi günlük sürede icra dairesine bildirilmediği, bu durumda; takibin kesinleşmesinden sonra mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının icra dairesine sunularak hacizlerin kaldırılmasının istenemeyeceği, buna göre; Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İlk derece mahkemesince, düzenlenen icra emrinde .................. USD yabancı paranın harca esas değer olarak Türk Lirası karşılığı gösterilmediğinden bu alacak kalemi yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Bölge Adliye Mahkemesince, yabancı para alacağına ilişkin yargılama yapılmadığından yargılama yapılmak ve hüküm inşa etmek üzere uyuşmazlık konusunun yargılanarak hükme dönüştürmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verildiğine göre, bu karara uygun şekilde işlem yapılması gerekirken, bir taraftan diğer şikayetler yönünden işin esasına da girilip şikayetçi borçlunun istinaf isteminin esastan kabul edilerek çelişkili şekilde hüküm kurulması mümkün olmadığından, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasının gerektiği-
Takip talebine uygun olmayan icra emrinin iptaline karar verilmesi gerektiği- Takip talebini ilama uygun olarak hazırlayan alacaklı yanın kusurlu olmadığı- İşlemin icra müdürülüğü hatasından kaynaklandığı gözetilerek alacaklı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine "hükmedilmemesi gerektiği"- "Takibin tümden iptali" ile alacaklı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-