Davalının açıklamasının, tarafı olduğu bir davada iddia ve savunma hakkının kapsamı içinde kalacak nitelikte olduğundan davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı-
Davalının, davacıya söylediği "senin başına daha neler gelecek görürsün" biçimindeki tehdit içeren sözlerinin, davacının yaşama güvenliğini ve dolayısıyla ruh bütünlüğünü bozacağı gibi güven içinde yaşama duygusunu da zedeleyeceğinden, davacının kişilik değerlerinde olumsuz sonuç yaratacağı ve kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-
Davacının, olay tanığı olarak söylediği sözlerin "...yediği yemeğin minnet borcundan dolayı yalan olduğu..." biçimindeki sözlerle şikayet hakkının sınırlarının aşıldığı ve davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu-
Davalının şikayet hakkını hak arama özgürlüğü kapsamında kullandığından davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı ve davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını gerektirmeyeceği-
Haber; yanıltıcı, gerçeklikten uzak ve üstü kapalı (imalı) bir biçimde verilerek, davacının basın toplantısında söylediği sözler farklı anlamlandırılarak okuyucuya sunulmuş ve böylece öz ile biçim arasındaki denge bozulmuş olduğundan, hukuka aykırı olan dava konusu haberin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu-
Taraflar arasındaki hukuki ilişki ve uyuşmazlığın niteliği gözetilerek, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Yasası gereğince davaya bakmaya iş mahkemesinin görevli olduğu-
İdarenin hizmet kusurundan doğan tam yargı davası niteliğindeki davaların görüm ve çözüm yerinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Yasası'nın 2/1-b maddesi gereğince idari yargı yeri olduğu-
Sicil üstü olarak davacı hakkında sicil raporu düzenleyen davalının, davacı hakkında edindiği izlenimini ve verdiği notların gerekçesini açıklama amacıyla dava konusu edilen sözleri yazdığı anlaşıldığından kullanılan sözlerde bu amaca uygun düşmeyen ya da doğrudan davacının kişiliğine yönelen bir anlam ve anlatıma yer verilmediğinden davalının eyleminde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı-
Haberde yer alan konuşmanın gerçekliğinin davalı yan tarafından kanıtlanamadığı gözetilerek, gerçek olmayan bir haberin yayınlanmasının basın ilkelerine ve hukuka aykırı olup davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-
Evli bir erkeğin evli olduğunu bilerek gönül ilişkisine ve giderek cinsel ilişkiye giren kadının evli erkeğin eşinin kişilik haklarına saldırıda bulunduğu kabul edilmeli ve davacı eş lehine manevi tazminata hükmedilmesinin gerekeceği-