Olayın gelişim biçimi, davacının evinde eylemli haciz uygulanmış olması, senedin daha önce ödenmiş olduğuna ilişkin borçlu olmadığının saptanması yönünden verilen karar gözetildiğinde, davacı yararına takdir edilen 1.000,00 YTL manevi tazminatın az olduğu- Yaptırılacak bir bilirkişi incelemesi ile davacının, davalı ya da vekillerine yaptığı tüm ödemeler tarihleri ile saptanarak, bunlardan hangi ödemenin senet bedeline ilişkin olduğu, hangi ödemenin haciz baskısı altında yapıldığı ve davacının feragatinin hangi alacağa ilişkin olduğu belirlendikten sonra sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Dar anlamda ve para ile ölçülebilen bir zarar yok ise de, baz istasyonunun insanların kalabalık olarak yaşadığı yere yakınlığı, çevre binalarda ve davacı yanın konutlarında yaşayanların sağlık yönünden büyük endişeler taşıdığı, aynı bölgede yaşayan insanların yaşamının psikolojik olarak olumsuz biçimde etkilendiği ve bunun da insanların psikolojik yapısında tedirginlik ve ümitsizlik yaratacağı açık olup davacıların zarar gördüğünün kabulü gerekeceği-
Davacının resmi nikâhlı eşinin rızası ile de olsa, davalı ile karı-koca hayatı yaşadığı anlaşılmış olduğundan, davalının eyleminin davacının aile bütünlüğüne ve kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-
Davalının açıklamasının, tarafı olduğu bir davada iddia ve savunma hakkının kapsamı içinde kalacak nitelikte olduğundan davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı-
Davalının, davacıya söylediği "senin başına daha neler gelecek görürsün" biçimindeki tehdit içeren sözlerinin, davacının yaşama güvenliğini ve dolayısıyla ruh bütünlüğünü bozacağı gibi güven içinde yaşama duygusunu da zedeleyeceğinden, davacının kişilik değerlerinde olumsuz sonuç yaratacağı ve kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-
Davacının, olay tanığı olarak söylediği sözlerin "...yediği yemeğin minnet borcundan dolayı yalan olduğu..." biçimindeki sözlerle şikayet hakkının sınırlarının aşıldığı ve davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu-
Davalının şikayet hakkını hak arama özgürlüğü kapsamında kullandığından davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı ve davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını gerektirmeyeceği-
Haber; yanıltıcı, gerçeklikten uzak ve üstü kapalı (imalı) bir biçimde verilerek, davacının basın toplantısında söylediği sözler farklı anlamlandırılarak okuyucuya sunulmuş ve böylece öz ile biçim arasındaki denge bozulmuş olduğundan, hukuka aykırı olan dava konusu haberin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu-
Taraflar arasındaki hukuki ilişki ve uyuşmazlığın niteliği gözetilerek, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Yasası gereğince davaya bakmaya iş mahkemesinin görevli olduğu-
İdarenin hizmet kusurundan doğan tam yargı davası niteliğindeki davaların görüm ve çözüm yerinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Yasası'nın 2/1-b maddesi gereğince idari yargı yeri olduğu-